Uluslararası sivil toplum kuruluşları Climate Analytics ve NewClimate Institute, dünyada küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırmak için kilit ülkelerde rüzgar ve güneş enerjisinde gereken artış hızını hesapladı. İklim mücadelesinde oyunun kurallarını değiştiren iki teknolojiyi (rüzgâr ve güneş) inceleyen yeni analiz, ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için her ikisinin de kilit ülkelerde ölçeklendirilmesi gereken hızı ortaya koyuyor. Mevcut rüzgar ve güneş enerjisinin %70’inden fazlasını oluşturan 11 ülkede, küresel iklim hedeflerine ulaşabilmek için bu teknolojilerin 2030 yılına kadar beş kat (mevcut yıllık oranlardan üç kat daha hızlı), 2035 yılına kadar ise sekiz kat büyümesi gerekiyor.
Çin, 1,2 TW rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi kurma yönündeki 2030 hedefine altı yıl erken ulaştı. Bu hızlı büyümenin sürdürülmesi, ülkenin 2030 yılına kadar ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak için ihtiyaç duyduğu 4,5 TW rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesini kurmasını sağlayabilir. Çin’in karbon emisyonları zirveye ulaşmaya hazırlanırken, enerji sektöründe büyük miktarlarda kömürü devre dışı bırakmak için rüzgar ve güneş enerjisinin hızla artan elektrik talebinden daha da hızlı büyümesi gerekiyor.
“Çin’de yenilenebilir enerji kaynaklarının rekor kıran başarısı ülkeyi emisyon zirvesinin eşiğine getirdi. Ancak bu zirveyi geçmek ve emisyonları 1,5°C için gereken hızda düşürmek için Çin’in kendi kişisel en iyisini bile geçmesi ve rüzgar ve güneş enerjisini daha da hızlı bir şekilde kullanması gerekiyor” diyor Climate Analytics’ten baş yazar Dr. Neil Grant.
Climate Analytics ve NewClimate Institute tarafından hazırlanan rapor, 2030 yılına kadar 1,5°C’ye uygun olarak yenilenebilir enerji kaynaklarının üç katına çıkarılması yönündeki COP28 taahhüdünün ardından yeni iklim hedeflerini sunarken hükümetlere yol göstermeyi amaçlıyor. 11 ülke genelinde rüzgar, 1,5ºC’ye uyumlu bir geçişte 2030’ların ortalarına kadar güneşten daha fazla elektrik sağlayarak yakın vadede kilit bir role sahiptir. 2050 yılına gelindiğinde, güneş enerjisi toplam elektrik üretiminin yaklaşık yarısını, rüzgâr ise yaklaşık üçte birini sağlayarak baskın hale geliyor.
“Rüzgâr ve güneş enerjisi, enerji dönüşümünün olmazsa olmazıdır ve alet çantamızdaki en güçlü araçları temsil ediyorlar. Ülkeler iklim hedeflerini güncellerken, rüzgâr ve güneşin merkezi rolü konusunda güçlü ve net bir mesaj vermek, dünyayı 1,5°C’ye ulaştırma yolunda belirleyici bir politika eylemi olabilir” diyor Climate Analytics CEO’su Bill Hare.
Hindistan rüzgâr ve güneş enerjisinde etkileyici bir ilerleme kaydetti ancak artan talebi karşılamak ve kömüre bağımlılıktan uzaklaşmak amacıyla bu enerjiyi beş kat artırarak 600 GW’ın üzerine çıkarmak için daha fazla uluslararası iklim finansmanına ihtiyaç duyacak. Gelişmekte olan ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılmasından eşit şekilde faydalanmalarını sağlamak için, özel sermayeyi harekete geçirmek üzere hibe ve imtiyazlı finansman yardımı sağlanması da dahil olmak üzere, uluslararası işbirliğinin artırılmasına acilen ihtiyaç duyuluyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinin 2030 yılına kadar neredeyse beş kat artması ve 1,5°C’ye uyum sağlamak için yaklaşık 1400 GW kurulu kapasiteye ulaşması gerekiyor. Enflasyon Azaltma Yasası rüzgar ve güneş enerjisinin yaygınlaşmasını hızlandırmak için çalışıyor, ancak ülkenin 2035 yılına kadar enerjiyi karbonsuzlaştırma hedefine ulaşması için enerji dönüşümünün daha da hızlı ilerlemesi gerekiyor.
NewClimate Enstitüsü’nden rapor yazarı Markus Hagemann, “ABD’nin 2035 yılına kadar karbonsuz elektrik üretme vaadini yerine getirmesi gerekiyor – bu hedef genel olarak Paris Anlaşması’nın hedefleriyle uyumlu. ABD için bu, fosil yakıtların 2035 yılına kadar elektrik üretiminden tamamen çıkarılabilmesini sağlamak için rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesini 2030 yılına kadar neredeyse beş kat artırmak anlamına geliyor” diyor.
Almanya’nın rüzgâr ve güneş enerjisine yönelik 2030 hedefleri, 1,5°C için olması gereken noktadadır. Almanya daha önce rüzgar ve güneş enerjisi için iddialı dağıtım oranlarına ulaşmıştır ve şimdi bu hedefleri gerçekleştirmeye odaklanmalıdır. Kömürün 2030 yılına kadar, fosil gazın ise 2035 yılına kadar kullanımdan kaldırılacağının taahhüt edilmesi, ülkenin enerji dönüşümünün Paris uyumlu olmasına yardımcı olacaktır. Küresel hedefleri ulusal düzeye taşımanın tek bir yolu yoktur. Bir ülkenin rüzgâr ve güneş enerjisini yaygınlaştırması, tahmini elektrik talebi, fosil yakıtların kullanımdan kaldırılma hızı, hidroelektrik ve jeotermal gibi diğer yenilenebilir teknolojilerin mevcudiyeti ve rüzgâr ile güneş enerjisi arasındaki dağılım gibi bir dizi faktöre bağlıdır. Bu yeni analiz, 1.5°C ile uyumlu yeni iklim hedefleri hazırlayan ülkelere yol gösterecek bir kanıt noktasıdır.
Global Renewables Alliance Hükümet İşleri Başkanı Louise Burrows, “Endüstri, iklim hedeflerimize ulaşmak için gerekli olan rüzgâr ve güneş enerjisinin hızla yaygınlaşmasını sağlamaya hazırdır. İşletmeler, hükümetleri NDC’lerinde ve enerji planlarında iddialı, spesifik ve eyleme geçirilebilir hedefler belirlemeye çağırıyor – bu, yatırımın kilidini açmak ve yenilenebilir projelerin sağlam bir boru hattını sağlamak için gereken piyasa kesinliğini yaratır. Bu nedenle bugün bir açık mektup yayınlayarak liderlere yaklaşan NDC’lerinde Değişimi Hemen Gerçekleştirmeleri (Now Deliver Change) çağrısında bulunuyoruz” diyor.
Analiz, Türkiye hakkında çarpıcı bulgular sunuyor
Türkiye, 2023 yılında Avrupa’nın en büyük ikinci kömür yakıtlı elektrik üreticisi haline geldi. Türkiye’de rüzgâr ve güneş enerjisinin yaygınlaştırılması için büyük bir potansiyel olsa da, Türkiye’nin elektrik sistemini ağırlıklı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışan bir sisteme dönüştürmek için daha fazla adım atılması gerekiyor.
Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisine geçişi 2023 yılında yavaşladı. Rüzgar enerjisi üretimi ilk kez düştü ve Polonya, elektrik üretiminde güneş enerjisinin payında Türkiye’yi geçti. Önümüzdeki on yıllarda Türkiye’nin elektrik talebinin artması bekleniyor. Rüzgar ve güneş, yeni elektrik üretimi için en ucuz seçeneği sunuyor. Buna rağmen, kömür kullanımı 2021’den bu yana arttı, boru hattında çok sayıda fosil yakıt projesi var ve rüzgar ve güneşe geçiş yavaşlıyor. Pahalı ve iklimi kirleten fosil yakıt kapasitesinin kilitlenmesini önlemek için Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulumunu daha fazla teşvik etmesi gerekiyor.
Analiz, Türkiye’nin güncel kapasite artış hızına dair önemli veriler sunuyor :
Türkiye, mevcut rüzgar ve güneş enerjisi hedeflerini büyük bir farkla aşacak gibi görünüyor ve bu da çok daha yüksek hedefler koyabileceğini gösteriyor.
Türkiye’nin mevcut yenilenebilir enerji hedefleri, 2022 yılında yayınlanan Ulusal Enerji Planı’na göre 2030 yılına kadar 33 GW güneş ve 18 GW rüzgara ulaşıyor.
Mevcut politikalar ve piyasa koşulları altında, 2022 yılında 11 GW olan güneş enerjisi kapasitesinin 2028 yılında 39 GW ‘a ulaşacağını tahmin edilirken, 2022’de 11 GW olan rüzgar kapasitesinin 2028’de 18 GW ‘a ulaşacağı öngörülüyor. Dolayısıyla Türkiye, mevcut rüzgâr ve güneş enerjisi hedeflerini aşma yolunda ilerliyor.
Önümüzdeki yıl hükümetin güncellenmiş ulusal katkı payında yeni 2035 hedeflerini sunacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarını enerji talebi ve iklim hedefleri doğrultusunda artıracak hedefler, 2035 yılında 122 GW güneş enerjisi ve 30 GW rüzgar enerjisi kapasitesine ulaşılmasını sağlayacaktır.
Türkiye’nin de taraf olduğu Paris Anlaşması’nın 1,5C hedefi ile uyumlu politikalar geliştirilebilmesi için gerekli olan güneş ve rüzgar kapasitesine dair şu veriler sunuluyor :
Türkiye’de rüzgar ve güneş enerjisi üretiminin 2030 yılına kadar üç ila dört kat artması ve 2022 yılında 50 TWh olan üretimin 2030 yılında 160-215 TWh’ye ulaşması gerekiyor.
Bu da 2030 yılına kadar yaklaşık 62 GW güneş enerjisi ve 27 GW rüzgâr enerjisi kurulmasını gerektiriyor.
Bu, 2035 Ulusal Enerji Planı tarafından belirlenen rüzgar ve güneş enerjisi kapasite hedeflerine beş yıl erken ulaşmaya eşdeğer olacaktır.
Climate Analytics’ten Dr. Neil Grant, “Türkiye’nin mevcut politika planları, 1,5°C hedefiyle uyumlu gereken hıza ulaşmak için kolaylıkla biraz daha hızlanabilir. Ülke, bol yenilenebilir kaynaklarından yararlanmak için harika bir konumda. Ancak, piyasa sinyalleri ters yönü işaret etmesine rağmen fosil yakıt üretimini tercih etme tehlikesiyle karşı karşıya” diyor.
Türkiye ile ilgili ayrıntılı analize buradan ulaşabilirsiniz.