Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin 2017-2019 yıllarında enerji verimliliği uygulamalarıyla 1 milyar dolara yakın tasarruf sağladığını ve bununla birlikte getirisi çok yüksek olan enerji verimliliği uygulamalarının artırılması gerektiğini bildirdi.
Dönmez, video konferans yöntemiyle katıldığı Belediyelerde Yenilenebilir ve Akıllı Enerji Uygulamaları Toplantısı’nda, enerji verimliliğinin toplumsal algıda enerji kaynağı gibi görünmediğini fakat verimliliğin dünyanın birçok yerinde bir kaynak olarak kabul edildiğini söyledi.
Modern ekonomilerin alışılagelmiş üretim ve tüketim anlayışını geride bıraktığını dile getiren Dönmez, “Yenilenebilir enerji, iklim değişikliği, küresel ısınma ve çevreci teknolojiler gibi kavramlar yeni bir enerji düzenine doğru geçişi zorluyor. Artık günümüz dünyasında atık veya kullan-at diye bir kavram neredeyse kalmadı. Yeniden değerlendirme süreçlerini yaşıyoruz. Döngüsel bir mantıkla kaynakları daha sorumlu kullandığımız, sürdürülebilir ve ürün ömrünün uzadığı bir sistemle daha az enerji harcayıp daha fazla katma değer üretmenin yollarını arıyoruz.” diye konuştu.
Dönmez, enerji verimliliğinin tüm bu süreçlerin merkezinde yer aldığını ve Türkiye’de 2017-2019 yıllarında enerji verimliliğinden elde edilen tasarruf miktarının 1 milyar dolara yaklaştığı bilgisini paylaştı.
Yerel yönetimlerin enerjinin verimli kullanılmasına yönelik uygulamalar açısından en önemli paydaşlar arasında yer aldığını ve Türkiye nüfusunun yüzde 90’ından fazlasının il ve ilçe belediyelerinin sınırları içerisinde yaşadığını kaydeden Dönmez, şöyle devam etti:
“Nüfusumuzun dörtte üçünden fazlası ise büyükşehir belediyelerinin sınırları içinde ikamet ediyor. Dolayısıyla, öncelikle yerel yönetimlerin enerji maliyetlerini yönetmede toplumsal rol model olmalarını arzu ediyoruz. Üreten tüketici olarak adlandırdığımız, kendi elektriğini üreten ve depolayan yerel yönetimlerin tüm Türkiye’ye yayılmasını istiyoruz. Önümüzdeki günlerde özellikle çatı gibi güneş santrali uygulamalarının yaygınlaşmasını bekliyoruz. Mevzuatımız geçen yıl yenilendi ve artık lisanssız üretimde üst sınır, kurumların elektrik bağlantı gücüne kadar artırıldı. Artık kurumlar elektrik bağlantı gücüne kadar yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kapasite kurabiliyor. Yerel yönetimler elektrik bağlantı gücüne göre öz tüketim fazlasını da satabiliyor ve böylece ilave gelir de elde etme imkanına kavuşuyor.”
Belediyeler lisans alarak elektrik tedarikçisi olabilecek
Dönmez, belediyelerin serbest tüketici haklarını kullanarak istedikleri tedarik şirketinden Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) yayınladığı düzenlemeye tabii tarifelerin de altında fiyatla elektrik temin edebilecekleri bilgisini paylaştı.
Belediyelerin bir yarışmayla daha ucuz bir tedarikçiden elektriğini alabileceğini aktaran Dönmez, “Yerel yönetimlerimiz ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisinin büyüklüğüne göre küçük çaplı da olsa kendi elektrik tedarik şirketini kurabilir. EPDK’den elektrik tedarik lisansı almak suretiyle, bundan sonra belediyelerimiz toptan elektrik piyasasında faaliyet gösterebilir ve başta kendi kurumlarının ihtiyacı olmak üzere elektrik tedarik edebilir. Bu lisanslar Türkiye genelinde olduğu için buradan farklı bir ticaret merkezi imkanı da oluşturabilirsiniz. Yerel yönetimlerimiz kendisine ait sayaçları portföyüne kaydederek ihtiyaçlarını doğrudan EPİAŞ’tan karşılama imkanına sahip olarak daha uygun şartlarda elektrik temin edebilecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Yerli ve yenilenebilir enerjide her 1 puanlık artış 100 milyon dolar katkı sağlıyor
Dönmez, tarımsal sulama maliyetlerinin oldukça yüksek olduğuna değinerek, güneş enerjisi santrallerinin bu maliyetlerin hafifletilmesi için önemli rol oynayabileceğini söyledi.
Türkiye’nin enerji yoğun bir ekonomi olduğunu ifade eden Dönmez, şunları kaydetti:
“Sanayide, tarımda, üretimin diğer alanlarında her birim ürünü gelişmiş ülkelere göre normalden daha fazla enerji harcayarak imal ediyoruz. Konutlarda ise ısınma, soğutma, aydınlatma gibi temel ihtiyaçlarımızı verimsiz alet ve ekipmanlar yüzünden daha fazla para ödeyerek karşılıyoruz. Kaynaklarımızı bu kadar heba edecek kadar zengin miyiz? Enerji yoğunluğumuz Almanya, Japonya gibi gelişmiş ülkelerin yanı sıra OECD ortalamasının da üzerinde. Büyük bir hedef koyduk. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefliyoruz. O zaman enerji yoğunluğumuzu en az küresel rekabette önde olan ülkeler seviyesine, hatta daha da altına çekmek zorundayız. Enerjide her 1 puanlık yerli ve yenilenebilir kaynak artışının milli ekonomiye yıllık katkısı 100 milyon dolar. Elimizde enerji verimliliği gibi ticari yatırımın tesis yatırımından çok daha düşük ve getirisinin çok daha büyük olduğu bir enstrüman var. Bu yüzden önceliğimiz elimizdekini en iyi şekilde değerlendirmek.”
Kaynak: Gazete Vatan