Sabancı Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren politika araştırma merkezi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Türkiye-Avrupa arasındaki akademik, politik ve sosyal bağları güçlendirmeyi hedefleyen İPM–Sabancı Üniversitesi–Stiftung Mercator Girişimi, “Türkiye’de Binek Otomobillerden Kaynaklanan Emisyonların Azaltılması: Vergilendirme Politikalarının Rolü” konulu çalıştaya ev sahipliği yaptı.
İPM’den yapılan basın açıklamasında, çalıştaya dünya çapında yankı uyandıran Volkswagen DIESELGATE konusunu ortaya çıkaran, Uluslararası Temiz Taşımacılık Konseyi (ICCT) Direktörü Dr. Peter Mock, Türk vergi sisteminin az emisyon üreten araçların daha az vergilendirmesi ve çok üretenlerin de çok vergilendirmesi şeklinde kurgulanabileceğini belirtti.
3 Nisan Çarşamba günü Sabancı Üniversitesi Minerva Han’da İPM Kıdemli Uzmanı Dr. Ümit Şahin’in açılış konuşmasıyla başlayan çalıştaya (ICCT) Direktörü Dr. Peter Mock’un yanısıra, (ICCT) Bilim Kurulu Üyesi Murat Şenzeybek ve Alman Çevre Bakanlığı’ndan Mareike Welke’nin katılım gösterdi.
Çalıştayda, Türkiye’de binek araç pazarının mevcut yapısı ve sadece elektrikli araçlarla sınırlı olmayan bir çerçevede emisyon seviyeleri ile düşük emisyon seviyeli araçların payının arttırılmasına yardımcı olabilecek politika seçeneklerine genel bir bakış sunularak araç vergilendirme politikaları vurgulandı. Ayrıca, yakıt tüketimi ve karbondioksit (CO2) emisyonlarının yanı sıra azot oksit (NOx) gibi hava kirletici emisyonlara da değinildi. Özellikle, Türkiye’deki mevcut durumun ve gelecekteki fırsatların, Alman Çevre Bakanlığı temsilcisinin sağladığı girdiyle, diğer ülkelerle ve Almanya ile karşılaştırılması üzerine odaklanıldı.
Fosil yakıtlı araçları 2030’lara doğru yavaş yavaş kullanımdan çıkarmamız gerekiyor
Ümit Şahin, açılış konuşmasında, söz konusu atölye çalışmasının iklim değişikliği ve hava kirliliği durumu ile ilgili ikili bir mücadele ile ilgili olduğunu ifade ederek, “En son yayınlanan IPCC raporundan, 2030 gibi erken bir sürede 1,5 derece daha sıcak bir Dünya’ya gittiğimizi biliyoruz. Taşımacılık emisyonları, uluslararası deniz depoları ve uluslararası havacılık hariç, tüm sera gazlarının %14’ünü ve fosil yakıtlardan kaynaklanan %20’sini, C02 emisyonunu oluşturmaktadır. Karayolu taşımacılığından kaynaklanan emisyonların azaltılmasının, özellikle hafif yolun, enerji sektörüyle birlikte en kolay ve en düşük maliyetli emisyon azaltma yollarından biri olduğunu biliyoruz. Ve küresel iklim eylemi için önceliklerden biri olmalıdır. Ancak CO2 ve diğer kirletici emisyonlarının karayolu taşımacılığından azaltılması, sadece iklim değişikliği için önemli değildir. Hava kirliliği de büyük bir zorluktur. Her yıl hava kirliliği ile ilgili sağlık sorunları nedeniyle 7 milyon insan ölüyor. Ve burada ilk sırada dizel araçlar suçludur. Oxford Üniversitesi’nin açıkladığı çalışma sonucuna göre dizel araçlar elektrikli araçların 20 katı ve benzinli araçların 5 katı kadar hastalığa sebep olmaktadır ve sadece Britanya’ya 40.000 insanın zamanından önce ölümüne sebep olmuştur.” dedi.
Türk Vergi Sistemi İklim Değişikliğini Çok Olumlu Etkileyebilir
Türkiye’de az emisyonlu araçlar için münferit teşvikler yapılıyor ancak genel bir iyileşme için daha yaygın bir uygulamanın daha uygun olabileceğini ifade eden Peter Mock, “Türk vergi sistemi çok kuvvetli, bu avantaj az emisyon üreten araçların daha az vergilendirmesi ve çok üretenlerin de çok vergilendirmesi şeklinde kurgulanabilir. Çünkü vergi sisteminin şu andaki hali CO2 emisyonlarının azaltılması için bir teşvik içermiyor. Diğer taraftan, tüketici bakımından da daha az emisyon daha az yakıt tüketimi anlamına geldiğinden daha ekonomik olmaktadır. Bugün sadece hibrit veya elektrikli araçlarda değil benzinli araçlar için de az emisyon mümkündür. Dolayısıyla uygulamanın yaygınlaştırılması mümkündür.” dedi.
Avrupa’da Bonus/Malus Sisteminin Tanıtımı Artıyor
Birçok AB üye ülkesi yeni araçlar için olabilecek vergi sistemleri için primlerin yeni elektrikli araç satın alımında verildiği “bonusmalus” u tanıttığını vurgulayan ve “Bonusmalus sisteminin tanıtılmasından sonra İsveç’te elektrikli araç satışlarının arttığını vurgulayan Peter Mock, toplantının sonunda şu konulara vurgu yaptı:
• Taşımacılık, CO2 azaltımı açısından diğer sektörlerin gerisinde kalıyor.
• AB düzeyindeki zorunlu araç CO2 standartları, 2030 yılına kadar emisyonların azaltılmasına yardımcı olacaktır.
• Paris anlaşmasını yerine getirmek için AB üye devlet düzeyinde ilave önlemler alınması gerekiyor.
• Birçok AB üye ülkesi, araba vergilendirme sistemleri gibi “bonus-malus” u tanıtıyor.
• Türkiye güçlü bir araç vergi sistemine sahip, ancak şu anda CO2 için geçerli değil.
• Küresel olarak, şehirler tarafından kullanılan düşük / sıfır emisyonlu araçlara doğru kaymasına tanık oluyoruz.
• CO2Araç standartları iklim hedeflerimizi karşılamak için yeterli değil ek önlemler gerekli.