Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık şirketi KPMG, Petrol ve Doğal Gaz Sektörel Bakış: Yeni Gerçeklik Raporu’nu yayımladı. Rapora göre, pandeminin neden olduğu ekonomik yavaşlama, çevre ve iklimle ilgili farkındalığı artırdı.
KPMG’nin hazırladığı Petrol ve Doğal Gaz Sektörel Bakış Raporu’nda pandemiyle birlikte enerji sektöründe yaşanan değişimlerin analizi yapılırken petrol ve doğal gaz liderlerine de değişime uyum sağlamaları için rehber niteliğinde tavsiyelerde bulunuluyor. Raporda, geleneksel iş modelleri ve varsayımlarının artık geçerliliğini kaybettiğine vurgu yapılarak, petrol ve doğal gaz şirketlerinin değişen talepleri karşılayabilmek için dijital kanalları keşfetmeleri ve mevcut ürün ve hizmetlerini çeşitlendirmeleri öneriliyor. Raporda, “Mevcut zorluklara direnen şirketler için başarı, endüstriyi etkileyen temel değişiklikleri benimsemekten geçiliyor” deniliyor.
Raporu yorumlayan KPMG Türkiye Petrol ve Doğal Gaz Sektör Lideri Hakan Demirelli, “Pandeminin neden olduğu yavaşlayan ekonomik faaliyetler sayesinde insanlar, dünyanın dört bir yanında temiz hava soluma imkanına kavuştu. Bu da temiz enerji taleplerini, petrol ve doğal gaz şirketleri üzerindeki karbondan arındırma baskısını artırdı. Müşteriler artık ihtiyaçları olan enerjinin yenilenebilir enerji kaynakları da dahil olmak üzere farklı kaynaklardan gelmesini ve özel ihtiyaçlarına uyarlanmasını talep ediyor. Bu noktada endüstrinin daha geniş bir müşteri tabanına daha kapsamlı bir enerji karışımı sunmaya hazır olması gerekiyor. Bu senaryoda ezber bozan, teknoloji değil vatandaşlardan şirketlere ve hatta hükümetlere kadar uzanan kapsamlı müşteri tabanı” şeklinde konuştu.
Demirelli, “Tüm dünyada tüketici davranışları, ürün ve hizmet talebi, enerji kullanımı, tedarik zincirleri, teknoloji ihtiyaçları ve daha birçok alanda dramatik değişimler yaşandı. Normalde birkaç yıl içerisinde meydana gelebilecek bir dönüşüm haftalar içinde gerçekleşerek dijital ekonomi birdenbire geleneksel ekonomiyi geride bıraktı” dedi. Karbonsuzlaşma yetmeyecek Dijital ekonominin kurallarını tabana yayılan müşteri ve şirketlerin belirlediğine dikkat çeken Demirelli, pandemi öncesi başlayan temiz enerjiye olan talep gibi trendlerin bu süreçte hızlandığını belirtti. Demirelli, “Küresel nüfus artışı, gelişmekte olan ülkelerin elektriklendirilmesi ve bu ülkelerin vatandaşlarının modern olanaklara duyduğu arzu ve satın alma gücünün artışı… Tüm bu gelişmeler petrokimya, elektrik üretimi ve yakıt talebini destekliyor. Ancak petrol ve doğal gaz şirketleri sadece kurumsal ayak izlerini karbondan arındırmakla yetinemeyecek. Paydaşlar, şirketlerden yüzeysel faaliyetlerden ziyade somut planlara sahip olmalarını ve operasyonlarında doğrudan değişiklikler yapmalarını bekliyor. Çevresel yükümlülükleri karşılayacak seçenekler arasında yeşil enerji sağlayıcıları ile ortaklıklar veya bu tarz şirketlere yatırım yapılması, tamamen yeni işlere ve sektörlere dönüş veya yeni teknoloji ve süreçler yoluyla fosil yakıtların karbondan arındırılması yer alıyor” ifadelerini kullandı.
Elektrikli araçlara yatırım artıyor
Bazı petrol ve doğal gaz şirketlerinin potansiyel talep düşüşünü dengeleme çabalarının bir parçası olarak yenilenebilir enerjiye geçiş yaptığını da vurgulayan Demirelli, “Amerika ve Avrupa’nın en büyük sekiz petrol ve doğal gaz şirketinden 5’i yenilenebilir enerji stratejisi ve ekiplerine sahip, 6’sı ise gelişmekte olan yenilenebilir teknolojilere ve start-up’lara yatırım amacıyla risk sermayesi fonları kurdu. Şirketlerin artan yeşil enerji talebi, temiz enerji opsiyonuna sahip petrol ve doğal gaz şirketleri için büyüyen bir potansiyel müşteri havuzu anlamına geliyor. Elektrikli araçların yaygınlaşması ile birlikte şarj konusunda elektrik şirketleri ile birlikte petrol ve doğal gaz şirketlerinin de yavaş yavaş oyunun bir parçası haline gelmeye başladığı görülüyor” dedi.