Toplam 1000 MW’lik Karapınar Güneş Santrali’nin ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan Kalyon PV Güneş Paneli Fabrikası, üretim kapasitesini ikiye katladı, yurt dışı pazarlara da satış yapmaya yöneldi.
Dünya Gazetesi’nden alınan Mehmet KARA tarafından hazırlanan habere göre, Kalyon Holding, toplam 1000 MW’lik kurulu güçle, dünyanın tek noktadaki en büyük güneş santrallerinden Karapınar GES’te kullanmak üzere kurduğu Kalyon PV güneş paneli fabrikasının üretim kapasitesini ikiye katladı. Şirket yeni dönemde yurt dışına da satış yapmaya yöneldi. Kalyon PV’nin Teknoloji ve Yatırımlardan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı Peter Fath, Enerji Günlüğü’nün sorularını cevapladı.
Türkiye güneş enerjisi sektörüyle ilgili görüşleriniz nelerdir?
Güneş enerjisi işinin iki yüzü var. Bunlardan birincisi, Türk pazarına hizmet vermek. Türkiye, Paris İklim Anlaşması’na taraf olduğu için bu pazar daha da büyüyecek. Konunun ikinci yönü ise Türkiye’nin bölge ülkelerine hizmet vermesi. İkinci büyük pazarımız Avrupa, büyüyen bir pazar konumundaki ABD’ye de hizmet verebiliriz.
Şirketiniz Türkiye pazarının neresinde?
Başlangıçta 1.3 GigaWatt (GW) ile dünyanın en büyük güneş enerjisi santrallerinden biri unvanına sahip Karapınar’daki güneş enerji santralimizde kullanmak için panel üretiyorduk. Ancak artan iş potansiyelini ve hızlı gelişimi görünce fabrikanın kapasitesini iki katına çıkardık. Biz tek çatı altında ingot, wafer, hücreden başlayarak panel üreten dünyanın tek fabrikasına sahibiz. Kalyon PV’de üretim kapasitemizi ikiye katladık, Türkiye pazarının yanı sıra Avrupa pazarına ve Amerika pazarına da satış yapmaya başlıyoruz.
Yurtdışındaki hedef pazarlarınız hangileri?
Biz 1200 megavatlık (MW) kapasitemizle Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş paneli fabrikasıyız. Hedefimiz başta Türkiye, Avrupa ve ABD pazarları. Ayrıca çevre ülkeler, Ortadoğu ülkeleri ile Azerbaycan ve Özbekistan gibi eski Sovyet ülkeleri de hedef pazarlarımız arasında…
Ek bir devlet desteğine, düzenlemeye ihtiyaç var mı?
Şunu söyleyebilirim ki hükümet güneş enerjisi konusuna gerekli ilgi ve alakayı gösteriyor. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalelerini yaptılar ve bunlar da sektöre büyük katkı sağladı. Yani diyebiliriz ki, şu ana kadar Türk hükümeti en iyisini yaptı. Ama burada duramayız. Bundan sonra konutlara odaklanmalıyız. Büyük enerji santrallerinden ziyade çatılar, evler, akıllı evler gibi yerleri düşünmeliyiz. Hükümetin bu alanda gerekli düzenlemeleri de yapması gerek.
Bu alanda yeni bir sıçrama için ne gerekiyor?
Burada her şeyden önce hükümet gerekli düzenlemeleri yapmalı. Çatıya paneli koyup ağa bağlayınca, şebekeyi besleme hakkınız olmalı. Bunun düzenlenmesi gerek. Aynı zamanda kendi ihtiyacı için tüketenler de düzenlenmeli. Kendi evinizde kendi ihtiyacınız için kendi ürettiğiniz elektriği kullanmalısınız ama fazlasını şebekeye verebilmelisiniz. Bir sonraki aşamada enerji depolama işine bakmamız gerekiyor. Çünkü güneş sadece gündüz ışıyor. Bu yüzden Türkiye’de enerji depolama konusunda biraz ilerleme gerekiyor ki gündüz ürettiğimiz elektriği gece de kullanmaya devam edelim. Bir sonraki adım bunun bir network halinde çalışması. Yani evlerde paneller var, depolarınız var, şebekenin elektrik ihtiyacı olduğunda üretimi oraya aktarmak, ihtiyaç halinde de şebekeden enerji almak… Bunun bir bulut, şebeke gibi çözülmesi ve bunun hükümet tarafından düzenlenmesi…
Bunun ne zaman gerçekleşeceğiyle ilgili tahmininiz var mı?
Az önce de söylediğim gibi ticari tarafta, santraller tarafında hükümet iyi iş çıkarıyor. Bu yolda devam etmeliyiz. Bu konuda Türk hükümetini tebrik ederim. Biz yurtdışına da satış yapıyoruz, oradaki pazarı çatı – ev tipi uygulamalar domine ediyor. Yani kendi iç pazarımızda tecrübe sahibi olmadığımız bir işi, yurtdışına nasıl satabiliriz? Bana sorarsanız bu iş bir an önce yapılmalı, örneğin gelecek yıl. İç piyasa için depolama dahil gerekli düzenlemeler hemen yapılmalı, hayata geçirilmeli.
“Güneş en ucuz enerji kaynağı”
Peter Fath, solar sektöründeki büyüme beklentisinin nedenleri sorusu üzerine tüm ülkelerde karbon ayak izini azaltma çabası olduğuna işaret ederek “Bu yüzden güneşe ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına hızlı bir kayma var” dedi. Güneş enerjisinin, en ucuz yenilenebilir enerji kaynağı olduğunun altını çizen Peter Fath, “Diğer taraftan, elektrik ihtiyacı giderek artıyor. Gelecekte otomobiller de petrolle değil elektrikle çalışacak. Sıcak su ve ısınma için yine elektrikle çalışan ısı pompaları kullanıyoruz. Yani elektrik talebinde güçlü bir artış var” diye konuştu.
Türkiye’de solar ekipmanı tedarik sektörü gelişmeli
Kalyon PV İcra Kurul Üyesi Peter Fath, Türkiye’de güneş paneli üretmek için ihtiyaç duyulan hammadde ve girdi ekipmanlarını rahatça bulup bulamadıklarına ilişkin soru üzerine şunları söyledi: “Bu çok önemli bir nokta. Eğer Kalyon PV gibi bir fabrikanız varsa ve maliyetinizin yüzde 80’i malzemeden kaynaklanıyorsa tedarik zincirinin de gelişmesi gerekiyor. Yani Türkiye’den güçlü bir malzeme tedariği sağlamamız gerekir. Türkiye’deki tedarik zincirinin de gelişmesi ve kapasitesini büyük ölçüde artırması şart. Çünkü sektör çılgınca büyüyor, tedarik zincirinin de buna ayak uydurması gerek. Cam, aluminyum profil, folyo gibi, pek çok girdinin burada üretilmesi lazım.”
Kaynak: Dünya Gazetesi / Mehmet KARA