Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan Elektrik Piyasası Raporu 2023’e göre, küresel elektrik talebindeki büyümenin önümüzdeki üç yıl içinde ortalama yüzde 3’e yükselmesi bekleniyor. Pandemiden önceki yıllarda ortalama yüzde 2,4 olan bu oranın artmasındaki itici güç ise Asya’daki gelişmekte olan ekonomiler olarak gösteriliyor. Elektrik şebekesine yönelik yatırımların artması ve şebekenin esnek bir yapıya kavuşması gerektiğini vurgulayan çalışmaya göre, önümüzdeki 3 yıl boyunca küresel elektrik arzının büyümesinden yenilenebilir ve nükleer enerji sorumlu olacak.
Haber: Esen ERKAN
IEA’nın elektrik piyasası raporuna göre, 2022 yılında dünya elektrik talebi 2015-2019 döneminde görülen ortalama %2,4’lük büyüme oranına göre artış gösterdi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin tetiklediği küresel enerji krizi ortamında dünya elektrik talebinin dirençli kaldığını ifade eden analiz, ulaşım ve ısıtma sektörlerinin elektrifikasyonu ile 2022’de satılan rekor sayıda elektrikli araç ve ısı pompasının küresel büyümedeki etkisine dikkat çekti. Pek çok ülkenin Covid-19’un etkilerinden kurtulma çabasında olduğu bu süreçte, rekor düzeyde yüksek enerji fiyatlarıyla mücadele edildiği görüldü. Doğal gaz ve kömür dahil olmak üzere, enerji emtia fiyatlarının artması, enerji üretim maliyetlerini keskin bir şekilde artırırken enflasyonda hızlı bir yükselişe neden oldu. Ekonomik yavaşlamalar ve yüksek elektrik fiyatları, dünyanın birçok bölgesinde elektrik talebindeki artışı engelledi.
“2025 yılına kadar ilk kez dünya elektriğinin yarısını Asya kıtası kullanacak”
IEA’nın yıllık elektrik raporu, nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarının önümüzdeki 3 yılda küresel elektrik arzındaki büyümeden sorumlu olacağını belirtiyor. Yenilenebilir ve nükleer enerji birlikte, talep artışının %90’ından fazlasını karşılayarak önümüzdeki üç yıl boyunca küresel elektrik arzının büyümesinde hakim olacak. Yenilenebilir enerjideki bu büyümenin enerji sistemlerine başarılı bir şekilde yansıması için elektrik şebekesine yönelik yatırımların artması ve şebekenin esnek bir yapıya kavuşması önem arz edecek. Aynı dönemde, nükleer üretimdeki artış ise Fransız nükleer üretiminde daha fazla tesisin planlı bakımlarının tamamlamasından ve büyük ölçüde Asya’da faaliyete geçen yeni nükleer santrallerden kaynaklanacak.
Çin, 2023-2025 döneminde yenilenebilir enerji üretimindeki büyümenin %45’inden fazlasını sağlarken onu %15 ile AB üyesi ülkeler izleyecek. Bu süreçte, küresel elektrik talebindeki artışın yüzde 70’inden fazlasının Çin, Hindistan ve Güneydoğu Asya’dan gelmesi beklenirken 2025 yılında ilk kez dünya elektriğinin yarısını Asya kıtasının kullanacağı tahmin ediliyor. Öte yandan, Covid-19 kısıtlamalarından yeni çıkan Çin’deki eğilimler konusunda ise belirsizlikler devam ediyor. Çin’in küresel elektrik tüketimindeki payının, 2015’teki dörtte bir seviyesinden, 2025’e kadar yeni bir rekor düzey olan üçte bire yükseleceği öngörülüyor.
Kaynağa göre küresel elektrik üretimindeki değişiklikler, 2021-2025
TWh
2022 yılında, özellikle Hindistan’da ve ABD’de elektrik talebi artarken AB ülkelerinde ise büyük bir düşüş yaşandı. Hindistan’da elektrik talebi, pandemi sonrası güçlü ekonomik toparlanma ve olağanüstü yüksek yaz sıcaklıklarının birleşimi nedeniyle %8,4 artış ile güçlü bir seyir izledi. Aynı yıl, Amerika Birleşik Devletleri’nde daha sıcak yaz havası ve normalden daha soğuk bir kış ortamında yıllık %2,6’lık önemli bir talep artışı kaydedildi. 2022 yılında, endüstriyel tüketicilerin yüksek enerji fiyatlarından sert bir şekilde etkilendiği Avrupa Birliği’nde ise elektrik tüketiminin yıllık bazda %3,5’lik keskin bir düşüş kaydettiği belirlendi. Olağanüstü ılıman kış, elektrik tüketimi üzerinde aşağı yönlü baskıyı daha da artırırken 2009 yılındaki küresel mali krizden bu yana, en büyüğü 2020’deki Covid-19 şokundan kaynaklanan istisnai daralma olurken AB’nin elektrik talebindeki ikinci en büyük yüzdelik düşüş ise 2022 yılında yaşanmış oldu.
Bölgelere göre elektrik talebindeki yıllık değişim, 2019-2025
TWh
“2022 ile 2025 yılları arasında fosil yakıtlı elektrik üretimi yatay seyredecek”
Rapora göre, doğal gazdan ve kömürden elektrik üretiminin 2022 ile 2025 yılları arasında genel olarak yatay seyretmesi bekleniyor. Avrupa Birliği’nde özellikle gaz yakıtlı üretimin düşeceği tahmin edilirken, Orta Doğu’daki önemli büyüme bu düşüşü kısmen telafi edecek. Benzer şekilde, Avrupa ve Amerika’daki kömür yakıtlı üretimdeki düşüşler, Asya Pasifik’teki artışla eşleşecek. Bununla birlikte, fosil yakıtlı enerji üretimindeki eğilimler, küresel ekonomideki gelişmelere, hava olaylarına, yakıt fiyatlarına ve hükümet politikalarına tabi olmaya devam ediyor. Ayrıca, küresel kömüre dayalı üretimin yarısından fazlasının gerçekleştiği Çin’deki gelişmeler kilit faktör olmaya devam edecek.
İklim krizi, artan arz güvenliği ve dayanıklılık ihtiyacını vurguluyor
Rapora göre, hem elektrik talebinin hem de arzının hava durumuna giderek daha fazla bağımlı hale geldiği bir dünyada, arz güvenliği daha fazla dikkat gerektiriyor. 2022 yılında elektrik üretiminin yüksek maliyetlerinin yanı sıra, küresel elektrik sistemleri de aşırı hava olaylarından kaynaklanan zorluklarla karşı karşıya kaldı. Avrupa’daki kuraklığın yanı sıra, bir asrı aşkın süredir en sıcak Mart ayının kaydedildiği Hindistan’da, ülkenin şimdiye kadarki en yüksek seviyede elektrik talebine ulaşmasına neden olan sıcak hava dalgaları yaşandı. Benzer şekilde, Orta ve Doğu Çin Sichuan’da sıcak hava dalgaları kuraklıktan hidroelektrik üretimini azaltırken klima talebinin artması ise talebi tetikledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde Aralık ayında büyük elektrik kesintilerini tetikleyen şiddetli fırtınalar yaşandı.
Rapor ile ilgili açıklama yapan IEA İcra Direktörü Fatih Birol: “Dünyanın artan elektrik talebi, önümüzdeki üç yıl içinde hızlanacak. İyi haber şu ki, yenilenebilir enerji ve nükleer enerji, neredeyse tüm bu ek talebi karşılayacak kadar hızlı büyüyor, bu da enerji sektörü emisyonları için dönüm noktasına yaklaştığımızı gösteriyor. Hükümetlerin yenilenebilir enerji kaynaklarının daha hızlı büyümesini sağlaması ve emisyonları düşürmesi gerekiyor. Böylece dünya, iklim hedeflerine ulaşırken güvenli elektrik tedariki sağlayabilir.”
Rapora göre, iklim değişikliğinin etkilerinin hafifletilmesi, daha hızlı karbondan arındırma ve temiz enerji teknolojilerinin hızlandırılmış dağıtımını gerektiriyor. Temiz enerjiye geçiş hız kazanırken, hava durumuna bağlı yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim karmasındaki payı da artmaya devam edecek. Böyle bir iklim krizi çağında, arz güvenliğini ve dayanıklılığını sağlamak ise eskisinden çok daha önemli olacak.
Kaynak: Electricity Market Report 2023