Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Dünya Enerji Görünümü 2024 (WEO-2024) raporunu yayınladı. Rapora göre, jeopolitik gerginlikler küresel enerji sistemindeki kırılganlıkları açığa çıkarıyor ve temiz enerjinin daha hızlı yayılmasına olan ihtiyacı güçlendiriyor. Raporda, Fotovoltaik Güneş Enerjisi kapasite eklemelerinin ise 2023 yılında %80’in üzerinde artarak 425 GW’lık yeni bir rekora ulaştığı belirtiliyor.
IEA’dan yapılan basın açıklamasına göre yeni rapor, günümüzün jeopolitik gerginliklerin hem enerji güvenliği hem de sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik küresel eylem için büyük riskler yarattığını vurguluyor. Enerji analizi ve projeksiyonlarının en yetkili küresel kaynağı olan bu rapor, değişen piyasa eğilimlerinin, gelişen jeopolitik belirsizliklerin, ortaya çıkan teknolojilerin, ilerleyen temiz enerji geçişlerinin ve artan iklim değişikliği etkilerinin güvenli enerji sistemlerine sahip olmanın ne anlama geldiğini, nasıl dönüştürdüğünü inceliyor.
Rapora göre, temiz enerjinin hızla büyümeye devam etmesi için, özellikle elektrik şebekeleri ve enerji depolama alanlarında yeni enerji sistemlerine daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Bugün, yenilenebilir enerjiye harcanan her dolar için şebekelere ve depolamaya yalnızca 60 sent harcanıyor. Elektrik sektörünün güvenli karbonsuzlaştırılması, şebekelere ve depolamaya yapılan yatırımın temiz elektrik üretiminden daha hızlı artmasını ve yatırım oranının 1:1’e yeniden dengelenmesini gerektiriyor. Birçok elektrik sistemi şu anda aşırı hava olaylarındaki artışa karşı savunmasız ve bu da dayanıklılıklarını artırma çabalarına öncelik veriyor.
Temiz enerji geçişlerinin arkasındaki artan ivmeye rağmen, dünya hala net sıfır hedeflerine uygun bir yörüngeden çok uzakta. Bu yılki rapor, yenilenebilir enerji ve elektrikli mobilitenin ne kadar hızlı büyüyebileceği, LNG talebinin ne kadar hızlı artabileceği ve sıcak hava dalgalarının, verimlilik politikalarının ve yapay zekanın (AI) yükselişinin elektrik talebini ileride nasıl etkileyebileceği konusunda hassasiyet analizi içeriyor.
Dünyanın bazı bölgelerinde, yüksek finansman maliyetleri ve proje riskleri, maliyet açısından rekabetçi temiz enerji teknolojilerinin en çok ihtiyaç duyulan yerlere yayılmasını sınırlandırıyor. Bu, özellikle bu teknolojilerin sürdürülebilir kalkınma ve emisyon azaltımları için en büyük getirileri sağlayabileceği gelişmekte olan ekonomilerde geçerlidir. Bu arada, enerjiye erişim eksikliği günümüz enerji sistemindeki en temel eşitsizlik olmaya devam ediyor. 750 milyon insan (çoğunlukla Sahra Altı Afrika’da) elektriğe erişemiyor ve 2 milyardan fazla insan temiz pişirme yakıtına sahip değil.
Rapora buradan ulaşabilirsiniz.
Çeviri: GÜNDER