Güneş enerjisi yüzde 13’lük bir alan kullanarak ABD’deki tüm barajların yerini alabilir

Nature Sustainability dergisinde yayınlanan makaleye göre, ABD’deki hidroelektrik santrallerin kapladığı alanın sadece yüzde 13’üne güneş panelleri kurularak üç buçuk kat fazla elektrik üretilebilir. Esen ERKAN Hidroelektrik santraller pek...

2096 0
2096 0

Nature Sustainability dergisinde yayınlanan makaleye göre, ABD’deki hidroelektrik santrallerin kapladığı alanın sadece yüzde 13’üne güneş panelleri kurularak üç buçuk kat fazla elektrik üretilebilir.

Esen ERKAN

Hidroelektrik santraller pek çok ülke için yenilenebilir kaynaklar tarafından her zaman sağlanamayan esnekliği sunan önemli bir bileşen olarak tanımlanır. Ancak, ABD’deki elektrik karmasının yüzde 6’sından fazlasına katkı sağlayan hidroelektrik santrallerin, mevcut altyapısı ile ömrünü tamamladığı ve çevresel etkileri ile ilgili artan endişeler nedeniyle hizmetten tamamen kaldırılabileceği düşünülüyor.

Dünyanın ilk hidroelektrik santralinin 1882’de Wisconsin’de faaliyete geçmesiyle birlikte ABD’de bir asırdan fazla bir süredir elektrik üretmek için barajlar kullanılıyor. 1940’a kadar, ABD’deki elektrik üretiminin yüzde 40’ı hidroelektrik santrallerden sağlanıyordu. Bugün gelişmekte olan dünyanın çoğu bu hızlı büyümeyi örnek alıyor. Angola’dan Myanmar’a kadar pek çok ülke, fosil yakıtlara daha yeşil bir alternatif olarak görülen büyük hidroelektrik projelere yatırım yapıyor. Öte yandan, hidroelektrik tesislerin yoğun olduğu bölgelerde, çevresel tahribat nedeniyle barajlara karşı artan bir tepki de var.

“Barajların kaldırıldığı yerlerde biyoçeşitlilik 100 kat artabilir”

Araştırmaya öncülük eden New York City Üniversitesi’nden Su Koruma Biyoloğu olan Dr. John Waldman’a göre, barajlar sıkışan tortulara, rezervuarlarda biriken suyun ısınması ile nehir sıcaklığındaki değişikliklere ve sonuç olarak yerel biyolojik çeşitlilikte düşüşlere neden oluyor. Büyük toprak alanlarının su altında kalması, metan ve diğer sera gazlarını dışarı aktaran suda yaşayan mikrop türlerine yol açtığı için emisyon ortaya çıkıyor.

Yenilenebilir enerji teknolojilerindeki hızlı yükselişle birlikte bu sorunlara karşılık olarak, ABD’de son otuz yılda 1.000’den fazla baraj söküldü ve biyoçeşitlilikte belirgin gelişmeler kaydedildi. ABD’de barajların kaldırılması, tatlı su türlerini geri kazanmanın en etkili yollarından biri olarak savunuluyor ve neredeyse 100 kat balık artışının gözlemlendiği yerler bulunuyor.

“Güneş panelleri rezervuarların sadece %13’ünü kaplayacak”

Waldman ve ekibi, mevcut barajlar tarafından üretilen elektriğe eş değer kaç hektarlık bir alana fotovoltaik (PV) hücre gerekeceğini belirlemek için ABD Ulusal Baraj Envanterinden elde edilen verileri kullandı. ABD’deki 2.603 adet hidro barajın tamamı – yani Hawaii ve Alaska dışındaki tüm eyaletler- söküldüğü takdirde, güneş panellerinin mevcut rezervuarların kapladığı alanın sadece yüzde 13’ünü kaplayacağı hesaplandı. Tahliye edilen arazinin yarısı endüstriyel ölçekte güneşlenmeye uygunsa, şu anda bu bölgelerde üretilen gücün yaklaşık üç buçuk katı elektrik üretebileceği tahmin ediliyor. Örneğin, Florida eyaletinde şu anda 26,520 hektar alana yayılan dört baraj, New York’taki Central Park büyüklüğünde bir güneş paneli alanıyla değiştirebilir.

Araştırmacılar, “sahaya özgü” olması nedeniyle analizlerinde güneş enerjisi kurulum maliyetlerini göz önünde bulundurmadıklarını ve böyle bir değişimin olumlu etkisinin sadece yenilenebilir enerjinin artan kullanımı ile sınırlı kalmayacağını, “serbest akan nehirlerin geri kazanılmasını sağlayacağını” vurguluyor.

Makale ile ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

Bu makalede diğerleri

Görüş Belirt