Allianz 2018 İklim ve Enerji İzleme Raporu’na göre yenilenebilir enerji yatırımlarında G20’nin lideri bu yıl iki sıra sıçrayarak zirveye yükselen Fransa oldu. Fransa’yı Almanya ve Birleşik Krallık izledi. Raporda G20 ülkelerinin, yenilenebilir enerjiler için yatırım ortamını iyileştirebilmek adına daha iddialı, tutarlı, şeffaf ve uzun vadeli stratejiler geliştirip uygulamasının gerekliliğine değinildi.
Allianz’ın G20 ülkelerinde yatırım ortamını ve yenilenebilir enerji için yapılan yatırımları incelediği Allianz 2018 İklim ve Enerji İzleme Raporu’nun üçüncüsü yayımlandı. Allianz’ın Germanwatch ve NewClimate Enstitüsü işbirliği ile hazırladığı rapora göre; gelişmekte olan ülkeler de dahil olmak üzere çoğu G20 ülkesi geçtiğimiz yıl düşük karbonlu enerji yatırımlarına yönelik koşullarını iyileştirdi. Buna rağmen, ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarına en iyi yatırım koşullarını sağlamak için politika çerçevelerini iyileştirme konusunda kat edecek uzun bir yolu bulunuyor. G20 ülkelerinin, Paris Anlaşması’nın iklim hedeflerine uyum için enerji sektöründe yıllık 886 milyar ABD Doları tutarında yatırım yapması gerektiğinin vurgulandığı raporda, G20’nin, yenilenebilir enerjiler için yatırım ortamını iyileştirebilmek adına daha iddialı, tutarlı ve şeffaf, uzun vadeli stratejiler geliştirip uygulaması gerektiğine dikkat çekildi. Raporla ilgili değerlendirmede bulunan Allianz Grubu Kurumsal Sorumluluk Başkanı Katharina Latif “Yenilenebilir enerji sektörünün gelişimi Paris Anlaşması’nın iklim hedeflerine uyum açısından çok önemli. Bu zorluklar, ancak ilgili hükümetlerin, şirketlerin ve sivil toplum örgütlerinin ortak çabalarıyla aşılabilir” diye konuştu.
Rapora göre, yenilenebilir enerji yatırımlarında G20’nin lideri bu yıl iki sıra sıçrayarak zirveye yükselen Fransa oldu. Fransa’yı sırasıyla Almanya ve Birleşik Krallık izledi. Uzun vadeli yatırımlar ile yine güneş ve rüzgar çiftlikleri gibi karmaşık projeler için önemli bir kriter sayılan en iyi politika ve piyasa ortamı, bu üç ülkede bulunuyor. Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık’ta yenilenebilir enerji projelerinin, genel olarak, iyi pazar ve yatırım koşullarının yanı sıra büyük ölçüde olumlu olan siyasi çevre avantajından yararlandığını dile getiren NewClimate Enstitüsü Genel Müdürü Profesör Niklas Höhne, “Ancak, en iyi performans gösteren ülkelerde bile hâlâ eksiklikler bulunuyor. Fransa’nın yeni tesisler için açtığı ihalelere yeterli teklif verilmiyor. Almanya’nın yeni açık artırma kuralları nedeniyle rüzgar yatırımları düşme eğilimi gösteriyor. Birleşik Krallık’taki güneş enerjisi pazarı siyasi reformların ardından çöktü” yorumunda bulundu. Rapor, bu yıl en büyük gelişmelerin, geçen yıla göre çok üst seviyelere sıçrayan Brezilya ve İtalya’da görüldüğünü ortaya koydu.
En büyük yatırım ihtiyacı Çin, Hindistan ve ABD’de
Allianz 2018 İklim ve Enerji İzleme Raporu’nda; yenilenebilir enerji politikalarına verilen federal desteğin azaldığı ABD iki sıra gerileyerek dokuzuncu sıraya düştü. 2017 yılında yeni kurulan rüzgar ve güneş enerjisi tesislerinin sayısında düşüşün gözlendiği ABD’de bu dönemde yenilenebilir enerji için 57 milyar ABD Doları tutarında yatırım yapıldı. Bu rakam, Paris Anlaşması’nın hedeflerine uyum için gereken 158 milyar dolarlık sermayenin ancak üçte birine denk geliyor.
Raporda yer alan verilere göre beşinci sırada yer alan Çin, 2017 yılına göre bu alandaki yatırımlarını iki kat artırarak 133 milyar ABD Doları tutarında yatırım yaptı. Bu rakam da enerji sektöründe talep edilen yıllık yaklaşık 314 milyar ABD Doları tutarında yatırımın çok altında kaldı. Onuncu sırada yer alan Hindistan’da güneş enerjisinin yaygınlığı ikiye katlanırken, rüzgar enerjisinin yaygınlığı da artış gösterdi. Buna rağmen, geçen yıl 11 milyar dolarlık yenilenebilir enerji yatırımı yapan Hindistan, enerji sektöründeki iklim hedeflerine uyum için gerekli yıllık minimum 160 milyar ABD Doları yatırım hacmine zor da olsa ulaştı.
Önemli olan politikaların nasıl uygulandığı
G20 ülkeleri arasında sadece birkaç ülke enerji sektöründe tam karbonsuzlaştırma stratejisi izliyor. ABD dışında hemen hemen bütün G20 ülkeleri, CO2 emisyonu limitlerini 2050 yılına kadar net olarak sıfıra indirmeyi kabul etse de bu ülkelerden sadece Birleşik Krallık, enerji sistemini karbonsuzlaştırmak için bağlayıcı ve iddialı uzun vadeli bir plan uygulamaya karar verdi. Ancak Birleşik Krallık dahi henüz kısa vadeli herhangi bir yenilenebilir enerji hedefi geliştirmedi. Kısa vadeli yenilenebilir enerji hedeflerine sahip olan Brezilya, Fransa ve Almanya’nın bu çalışmaları da, yenilenebilir enerji sektörünün büyüme hızını ancak Paris Anlaşması’nın talep ettiği düzeye çıkarmaya yetecek miktarda kaldı. Raporun yazarlarından Germanwatch çalışanı Jan Burck, burada önemli noktanın ülkelerin politikaları uygulamaya başlayıp başlamadıkları değil, bu politikaları nasıl uyguladıkları olduğunu vurguladı. Jan Burck, “En temel zorluklar düzensiz politika desteği, destek politikalarının yeterince uygulanmaması ve geriye giden politika tasarımı” dedi.
Sigorta şirketlerinin yenilenebilir enerjideki rolü
Uzun vadeli yatırım perspektifleri olan güçlü sermaye sahibi yatırımcılar olarak sigorta şirketleri, risk yönetimi uzmanlıklarıyla, yenilenebilir enerji projelerinde önemli bir rol oynayabilir. Paris İklim Anlaşması’nın “iki santigrat derece” (2 °C) hedefinin tutturulması ve yenilenebilir enerjileri finanse etmek suretiyle iklim dostu bir ekonomiye geçişi desteklemek için kendine uzun vadeli iklim hedefleri belirleyen ilk sigorta şirketlerinden biri olan Allianz, 2040 yılı itibarıyla, hem kömür yatırımlarını sonlandıracak hem de bu gibi riskler için verdiği sigorta teminatlarını aşamalı şekilde kaldıracak.
Allianz İklim ve Enerji İzleme Raporu Hakkında
Allianz 2018 İklim ve Enerji İzleme Raporu’nda, AB hariç G20’deki 19 ülke, düşük karbonlu elektrik altyapısı yatırımları için potansiyel hedef pazar olma cazibeleri açısından derecelendiriliyor (AB, devletler üstü bir yapı olduğundan derecelendirmeye katılmamıştır). Raporda ayrıca, Paris Anlaşması’nın “2 °C” limitinin çok altındaki bir hedefe yönelik yol haritası paralelinde, mevcut ve gelecekteki yatırım ihtiyaçları ele alınıyor. Yatırımcıların fon sağlayıp sağlamadığı ve fonları nereye yönlendirdikleri, ilgili ülkede güvenilir bir iklim ve enerji stratejisinin var olmasına ve yine spesifik, şeffaf destek mekanizmalarına, fosil enerji kaynaklarıyla adil rekabete, karşıt lobilerin etkisine ve pazarın yenilenebilir enerjiyle deneyimine bağlı. Ayrıca enflasyon, yabancı sermayeye açıklık ve yasal kesinlik gibi genel faktörlerin etkisi de söz konusu.
*Basın Bülteni-11 Ocak 2018