Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Avrupa ülkelerinin enerji piyasalarını mercek altına alan KPMG’nin hazırladığı “Avrupa Enerji Piyasaları Raporu”, enerji piyasalarının 2018 yılı 1. çeyrek değerlerini analiz ediyor. AB ülkelerindeki enerji fiyatlarına, sermaye piyasalarına ve düzenleyici ortama yönelik son gelişmeleri içeren analiz, elektrik ve karbon fiyatlandırmasındaki artışın yanı sıra tedarik güvenliği ve verimlilik temalı yenilenebilir enerji uygulamalarının tüm ülkeler için artan önemine dikkat çekiyor.
AB’nin elektrik fiyatları yükselme eğiliminde
KPMG’nin raporuna göre, Fransa ve Almanya’daki elektrik fiyatları, 2017 yılı Kasım ayının sonlarından itibaren görülen düşüşün ardından 2018’in ilk çeyreğinde artış gösterdi. İspanya’daki fiyatlarda ise hidro, rüzgar, güneş ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla olması nedeniyle önemli ölçüde düşüş yaşandı. İngiltere’de ise doğal gazın fiyat trendlerini izleyen elektrik fiyatlarında, 2018 Ocak ayı itibariyle yükseliş ve Mart ayı başında belirgin bir zirve yaşandı.
Petrol fiyatları ve gaz fiyatlarında ise Şubat ayında yaşanan petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen, WTI (West Texas Intermediate) ve Brent Oil ortalama fiyatları, ilk çeyrekte tüm AB’de artış eğilimini sürdürdü ve raporun yazıldığı Mart ayı sonunda 70.20 ABD doları seviyesine ulaştı.
İlk çeyrek boyunca, Henry Hub (HH) ve AB sınırları içerisindeki ortalama gaz fiyatları, sırasıyla yaklaşık 3,80 ABD Doları ve 7,50 ABD doları / MBtü seviyesine ulaştı. Ocak ayında görülen talep artışı nedeniyle yükselen fiyatlar, Mart ayındaki zirve fiyatın ardından yaz dönemine doğru 2,80 ve 7,00 ABD Doları seviyelerine geriledi.
Kömür fiyatlarındaki düşüş sürüyor
Avustralya ve Güney Afrika’daki kömür fiyatları, özellikle Ocak ayında görülen yükselme nedeniyle 2011 yılının ilk çeyreğine artışla girdi. Ocak ayındaki zirve fiyattan bu yana önemli ölçüde düşüş görülürken Avustralya’da fiyatlar 2004 yılındaki değerlerine kadar düştü. Avrupa’nın kömür ihracatında lider ülkelerden olan Kolombiya’nın kömür fiyatları ise 1. çeyrekte yüzde 3,2 oranında azalarak 81.20 $ / mt seviyesine geriledi.
Karbon fiyatları yüzde 30 arttı
AB genelinde, Mart ayında emisyonların artış göstermesiyle birlikte ayın sonunda karbon fiyatlarının önemli ölçüde arttığı gözlendi. Ortalama üç aylık karbon fiyatı, 2017 yılına kıyasla yüzde 31 artış gösterirken İngiltere hükümetinin 2020 sonuna kadar Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemi (ETS), kalma niyetinde olduğu tahmin ediliyor. AB’deki karbon fiyatlarına ilişkin tahminlerin 2020 yılına yükseltildiği ve piyasayı yeniden şekillendirmeye yönelik planların, üretim fazlasını önemli ölçüde kısıtlayacağı öngörülüyor.
AB’deki reformların ana teması verimlilik
2018’in ilk çeyreğinde, Avrupa Komisyonu, Belçika, Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya ve Polonya’daki tedarik güvenliğini sağlamayı amaçlayan altı elektrik piyasası kapasitesi mekanizmasını onayladı. Komisyon, bu mekanizmaların “Çevre Koruma ve Enerji için Devlet Yardımları 2014” başlıklı kılavuz uygulamaya uygun olmasına rağmen, geçici olduğunu ve yakında gerçekleşecek olan AB ülkelerindeki elektrik piyasası reformlarının yerini almayacağını belirtti.
Öte yandan raporun Türkiye bölümünde, hane halkı için çatı üstü ve cephe güneş sistemleri kurulumuna yönelik mevzuat ile birlikte güneş enerjisinden elektrik üretiminde önemli adımlar atıldığı ifade ediliyor. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD)’nin Türkiye’nin birincil enerji tüketimini yüzde 14 azaltmayı amaçlayan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nı olumlu karşıladığını ve destek sunduğunu belirtiyor. Türkiye’nin alınacak önlemler için 11 milyar dolarlık yatırım planı var. Planlar, yenilenebilir enerji kullanımı, binalarda ısı yalıtımı ve verimliliği gibi uygulamaların yanı sıra ulusal enerji verimliliği finans mekanizması ve ısıtma-soğutma piyasası için düzenlemeleri içeriyor. Türkiye’nin Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında alınacak önlemlerle 2033’e kadar toplam 30,2 milyar dolar tasarruf sağlanması bekleniyor.
Yerli ve yenilenebilir ön planda ancak…
KPMG Türkiye’nin Enerji ve Doğal Kaynaklar sektör lideri Ümit Bilirgen, yıl başında yaptıkları analizlerinde sektörün 2018 öngörülerini şu şekilde açıklamıştı: “Ülkemizde elektrik enerjisi kurulu gücü 2016’da 78 bin 599 MW iken, 31 Ekim 2017 itibariyle 82 bin 312 MW’a ulaştı. 2018 yılında ise Türkiye’de gündem yerli enerji hamleleri üzerinde yoğunlaşıyor. YEKA ihaleleri ve yerli kömür teşvikleri ile 2018’i ‘yerli enerji’yi hedefleyen adımlarla geçireceğiz. Öte yandan 2017 yılının son günlerinde temeli atılan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşaatı başladı. Nükleer enerji de hayli konuşulacak. Bunun yanında Türkiye tarihindeki ilk deniz sondajı, ülkemizin kendi sondaj gemisiyle Akdeniz’de 2018 yılında gerçekleştirilecek.”
Küresel ölçekte bakıldığında ise, küresel enerji tüketiminin 2040 yılına kadar yüzde 28 artacağını belirten Bilirgen, “Değişen coğrafi ve ekonomik dengeler enerji piyasalarını uzun dönemli çözümlere zorunlu kılıyor. Bu noktada yenilenebilir enerjinin dünyanın en hızlı büyüyen enerji kaynağı olarak ön plana çıkacağını öngörüyoruz. Ancak kömür, petrol ve doğalgazın 2040 yılına kadar ana enerji kaynağı kimliğini koruyacağını da not etmek gerekiyor” dedi.
-KUTU- “KPMG’den IRENA’ya, AB’de yenilenebilir enerjinin geleceği”
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA)’nın Avrupa Birliği için hazırladığı 28 ülkenin verilerine yer verdiği yenilenebilir enerji raporuna vurgu yapan KPMG, AB’nin 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji payını ikiye katlayabileceğinin altını çiziyor. IRENA’nın raporunda, 2015 yılında yüzde 17 olan bu payın 2030 yılına kadar yüzde 34’e çıkarılabileceği ve mevcut hedef olan yüzde 27’nin dahi aşılabileceği tahmin ediliyor.
IRENA’dan AB için Yenilenebilir Enerji Beklentileri:
- 2030’a kadar, AB’nin enerji bileşenlerindeki yenilenebilir enerji payı, maliyet etkin bir şekilde ikiye katlanabilir.
- Tüm AB ülkeleri daha fazla yenilenebilir enerji kullanmak için gereken potansiyele sahip.
- AB enerji sisteminin uzun vadeli karbonsuzlaştırılması için yenilenebilir enerji kaynakları hayati önem taşıyor.
- Avrupa elektrik sektörü, güneş fotovoltaik (PV) ve rüzgar enerjisi üretimindeki oranlarını artırabilir.
- AB’nin yenilenebilir enerji potansiyelinin üçte birinden fazlası, ısıtma ve soğutma sistemleri için kullanılabilir.
- AB’nin uzun vadeli dekarbonizasyon hedeflerini gerçekleştirmek için elektrikli araçlar ve biyoyakıtlar da dahil olmak üzere tüm yenilenebilir taşımacılık seçeneklerine ihtiyacı var.
- Biyokütle enerjisi, 2030’un ötesinde önemli bir yenilenebilir enerji kaynağı olarak kalacak.
Esen ERKAN
Kaynaklar: European Power & Utilities Report, KPMG Global Energy Institute, I-2018 & Renewable Energy Prospects for the European Union, IRENA, 2018