The Guardian’dan yapılan habere göre, ABD’de güneş panelleri veya rüzgar türbinleri kurup şebekeye bağlamak, kömürlü termik santralleri işletmeye devam etmekten çok daha ucuz. Energy Innovation tarafından yapılan analize göre, ABD’deki yenilenebilir enerji santralleri, kömür santrallerini ekonomik olarak geride bırakıyor. ABD’de kömürle çalışan elektrik santrallerinin %99’unun çalışmaya devam etmesi, yeni bir güneş veya rüzgar enerjisi santrali inşa etmekten çok daha pahalıya geliyor.
Çeviri: Esen ERKAN
ABD’de geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren Enflasyonu Düşürme Yasası ile güçlenen yenilenebilir enerjinin azalan maliyeti, bir dizi yeni güneş ve rüzgar enerjisi santrali inşa etmenin ve bunları şebekeye bağlamanın ülkedeki 210 kömürlü termik santrali çalıştırmaya devam etmekten daha ucuz olduğunu ortaya koydu. Analizi üstlenen Energy Innovation’da Politika Analisti olan Michelle Solomon, “Kömür tartışmasız bir şekilde rüzgar ve güneş kaynaklarından daha pahalı, artık yenilenebilir enerji kaynakları ile maliyet açısından rekabet edemiyor. Bu rapor, kömürün kalıcı olduğu hikayesine kesinlikle meydan okuyor” dedi.
ABD’de kömürlü termik santraller için ortalama marjinal maliyet her bir megavat saat için 36 dolar iken, yeni güneş enerjisi santrallerinde her bir megavat saat için yaklaşık 24 dolar ya da üçte bir oranında daha ucuz. Yalnızca bir kömürlü termik santralin Wyoming’deki Dry Fork’un yenilenebilir kaynaklar ile rekabet edebilir durumda olduğu belirlendi. Yüksek oranda karbon içeren ve elektrik üretiminden kaynaklanan küresel emisyonların yüzde 60’ından sorumlu olan kömür, bir zamanlar ABD elektriğinin bel kemiğini oluşturmuş ve 2007’de zirvede olduğu dönemde 186 milyon evi aydınlatmaya yetecek kadar güç üretmişti. 2021’de bu üretim yüzde 55’e düşerken kömür madenciliği sektöründeki işler son on yılda yarıdan fazla azalarak 40.000’in altına düştü. ABD’deki kömürlü termik santrallerin büyük bir kısmı oldukça eski ve bakımları giderek daha pahalı hale geliyor. Kömür üretimi 2020’de 55 yılın en düşük seviyesine düşerken Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından küresel çapta enerji fiyatını yükselten ve ülkeler üzerinde Rus gazına alternatif bir yakıt kaynağı bulmaları için baskı oluşturan enerji krizi ile yeniden yükselme belirtileri gösterdi.
ABD’deki kömür destekçileri, istikrarsızlık döneminde bunun güvenilir bir yakıt kaynağı olduğunu iddia ederken Ulusal Madencilik Derneği Başkanı Rich Nolan: “Güvenilir alternatifler ve bunları destekleyecek altyapı olmaksızın temel kömür kapasitesini şebekeden çekmeye zorlamak sadece güvenilirliği ve ekonomik zorlukları derinleştirecektir” açıklamasında bulundu.
Analize göre, kömür uzun vadeli düşüşte olsa da yakın gelecekte ortadan kalkması mümkün görünmüyor. Enerji projeleri, yeni iletim hatları ve depolama dahil olmak üzere birçok kamu hizmeti şirketi yenilenebilir enerji altyapı ölçeğine hızla yatırım yapmaya devam ediyor ancak kömürün toplu olarak kapatılmasını tetikleyecek kadar hızlı bir çaba değil.
Solomon, “Parmaklarımızı şaklatıp tüm kömürlü termik santralleri devre dışı bırakamayız, ancak zamanı geldiğinde kömürden vazgeçebilmemiz için rüzgar ve güneş enerjisinin inşasını hızlandırmamız gerekiyor.”
Energy Innovation raporunu yorumlayan Harvard Üniversitesi’nden Ekonomist James Stock analizin doğru belirlemeler içerdiğini ve kömürün artık ekonomik olarak rekabetçi olmadığını belirtti. Stock: “Tüm bu tesisleri bugünden yarına kapatamayız. Şebeke güvenilirliğini desteklemek için bunu düzenli ve hızlı bir sırayla yapmalıyız. Yaklaşık 50 yıl önce, enerji güvenliği konusunda küresel endişeler arttığında ABD’de çok sayıda kömürlü termik santral inşa edildi. Bu o zamanlar mantıklıydı ve önemli bir katkı sağladı. Ancak artık iklim değişikliği hakkında çok daha fazla şey biliyoruz ve şimdi farklı kararlar almamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: The Guardian
Photo Credit: Photo by Thomas Richter on Unsplash
