Bloomberg New Energy Finance (BNEF) araştırmasına göre, 2017 yılında 25.000 terawatt saat (TWh) olan küresel elektrik talebi, üretim kapasitesine yapılacak yeni yatırımlar ile 2050 yılına kadar 38.700 TWh seviyesine ulaşacak. 30 yıl içinde elektriğin yüzde 50’den fazlası yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilirken kömürün toplam üretimdeki payı yüzde 11’e gerileyecek ve enerji maliyetleri rüzgâr, güneş ve depolama lehine değişecek.
Esen ERKAN
2050 yılına kadar enerji maliyetleri rüzgar, güneş ve depolama dahil olmak üzere yenilenebilir jenerasyon lehine değişmeye devam edecek. Küresel elektrik üretim karması içinde, düşen akü maliyetlerine ve yeni depolama teknolojilerine de yer veren çalışma, rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretime maliyetlerinin hızla ucuzlamaya devam edeceğini belirtiyor.
“Depolamaya 548 milyar dolar yatırım”
BNEF Avrupa, Ortadoğu ve Afrika sorumlusu ve raporun baş yazarı Seb Henbest, 2050 yılına kadar depolama kapasitesine 548 milyar dolar yatırım yapılacağını açıkladı. Henbest’e göre: “Bu oranın üçte ikisi şebeke seviyesinde ve üçte biri ise hane halkı ve işletmeler tarafından sağlanacak. Ucuz depolama, rüzgâr ve güneş enerjisinden üretilen elektriğin iletiminin giderek kolaylaşacağı anlamına geliyor. Bu teknolojiler, rüzgar esmez ve güneş parlamazken bile talebi karşılamaya yardımcı olacak. Sonuç, kömür, gaz ve nükleer enerji karşısında gittikçe daha fazla tüketilen yenilenebilir enerji kaynaklarına işaret ediyor”.
“Uzun vadede en büyük kaybeden kömür”
Dünya çapındaki kömür santrallerinin 2050 yılına kadar elektrik üretiminin sadece yüzde 11’ini sağlayacağı ve bugünkü yüzde 38 seviyesinden yaklaşık yüzde 71 oranında bir düşüş kaydedeceği belirtiliyor. Benzer şekilde, BNEF’in Birleşmiş Milletler Çevre Programı ile ortaklaşa hazırladığı başka bir rapora göre, küresel düzeyde eklenecek yeni elektrik üretim kapasitesinin yüzde 61’inden yenilenebilir enerji sorumlu olacak. Kömürün uzun vadede en büyük kaybeden olarak ön plana çıktığını belirten BNEF’in enerji ekonomisi yöneticisi Elena Giannakopoulou’ya göre, “Gelecekteki elektrik sistemleri, yenilenebilir enerji ve depolama teknolojileri etrafında şekillenecek.”
“Rüzgar ve güneş için 8,4 trilyon dolar küresel yatırım”
2018 ile 2050 yılları arasında, küresel enerji üretim kapasitesine 11.5 trilyon dolarlık yatırım yapılacak: Bunun 8,4 trilyon dolarlık kısmı rüzgara ve güneşe; 1,5 trilyon doları ise nükleer ve hidroelektrik için kullanılacak. Dünya genelindeki bu yatırımlar, PV kapasitesinde 17 kat artış ve rüzgar gücü kapasitesinde 6 kat artış anlamına geliyor.
“Elektrikli araçlar için ucuz ve kaliteli şarj mümkün”
2050 yılına kadar, küresel elektrikli araçlar piyasası, 3,461 TWh’lik diğer bir deyişle, toplam talebin yüzde 9’una denk gelen bir talep artışı yaratırken yenilenebilir enerji entegrasyonunu desteklemek üzere uygulanan kullanım süresi tarifeleri ve dinamik ücretlendirme piyasada önemli rol oynayacak. Araç sahiplerinin yüksek kaliteli, düşük maliyetli arz durumunda şarj etmelerine olanak veren uygulamalar, ucuz yenilenebilir enerji dönemlerinde talebin değişmesine yardımcı olacak.
BNEF’in araştırmasına göre, yenilenebilir enerjide sektör lideri olan Çin, büyüme hızı açısından Hindistan’ın gerisinde kaldı. 2018’in ilk yarısında, Hindistan’da temiz enerjiye yapılan yatırımlar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22’ye yükselirken Çin’e yapılan yatırımlar yüzde 15’e düştü. 2020’lerin sonlarında Hindistan’ın Çin’i geçerek en hızlı büyüyen pazar olması bekleniyor.
Kaynak: Bloomberg New Energy Finance (BNEF)
