Dünya enerjisinin yüzde 50’sinin 2050’ye kadar güneş ve rüzgardan elde edilmesi öngörülüyor.
Bloomberg New Energy Finance tarafından yapılan analize göre, rüzgar ve güneş enerjisi 2015 yılında, küresel elektrik üretiminin sadece yüzde 7’sini oluşturduğu aktarılarak, söz konusu enerji kaynaklarının önümüzdeki 30 yıl boyunca düzenli büyüyeceği belirtildi.
Bunun, diğer enerji teknolojileri için eşi görülmemiş bir durum olduğuna işaret edilen analizde, şunlar kaydedildi:
“Birincisi, güneş ve rüzgar enerjisi önümüzdeki on yılda çok daha ucuz olacak, ikincisi ucuz pil depolama daha fazla rüzgar ve güneş santrallerinin inşa edilmesini sağlayacak. 2050 yılında ise yeni bir güneş santralini inşa etmek, şimdikinden yaklaşık yüzde 71 daha ucuz olacak. Yeni bir rüzgar türbini santralinin maliyeti ise yüzde 58 daha ucuz olacak. Ucuz pil depolaması ile birleştiğinde bu, rüzgar ve güneşe yatırım yapmak isteyenlere çok cazip gelecek.”
– “Yenilenebilir enerji, fosil yakıtlara olan ilgiyi azaltacak”
Rüzgar ve güneşin çok uygun maliyeti olan enerji kaynakları olduğu belirtilerek, ABD’nin birçok bölgesinde, rüzgar yada güneş enerji santralini inşa etmenin, kömür yada doğal gaz tesisini işletmekten daha uygun olduğu ileri sürüldü.
Daha ucuz yenilenebilir enerji kaynaklarının tercih edilmesiyle fosil yakıtlara olan ilginin azalmasına neden olacağı, kömürde bugün yüzde 38 olan küresel elektrik üretiminin yüzde 11’e düşmesi öngörüldü.
Dünyanın fosil yakıtlara olan bağımlılığın azalmasının çevre için iyi bir gelişme olduğu ifade edilen analizde, şunlar kaydedildi:
“Ancak ne yazık ki 2050’ye kadar yüzde 50’lik yenilenebilir enerji kaynakları, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için yeterli olmayabilir. Yenilenebilir elektrik kaynaklarındaki artış, elektrikli araçlarda ve endüstriyel karbon yakalama kaynaklarında bir artışa yol açmazsa bu değişim iklim için büyük bir fark oluşturmayabilir.”
