Zengin ülkeler, büyük güney ekonomilerinin gönüllü çabaları ile birlikte, ilk kez 2035 yılına kadar yılda 300 milyar ABD Doları tutarında iklim finansmanı sunmayı kabul etti. Bu rakam büyük bir artışı temsil etmiyor olsa da, küresel iklim eyleminin gerçekleştirilmesine yardımcı olacak uzun vadeli ortaklık taahhüdünü gösteriyor.
Yapılan basın açıklamasına göre, Suudi Arabistan, sera gazı azaltım tartışmalarının çoğunu 2025’de gerçekleşecek Bonn toplantıları ve Belèm (COP30)’a taşıma kararıyla, bu süreçte enerji dönüşümüne doğru kaydedilen ilerlemeyi durdurmayı başardı, ama süreç devam edecek. COP’un son saatlerinde ileriye dönük bir yol bulundu ve G20 liderleri ve hassas ülkelerin hepsi çok taraflılığa olan bağlılıklarını yeniden teyit etti. Sonuç, gelecek yıl Brezilya’da yapılacak COP30’da olumlu bir sonuç alınmasını gerektiriyor ve en çok ihtiyacı olanlara büyüyen krizle başa çıkmalarında yardımcı olacak paranın mevcut olmasını sağlıyor.
Brezilya Devlet Başkanı Lula, COP30’u kendi deyimiyle “geri dönüş COP’u” olarak sunacak. İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine karşılık, “geri döndürülmesi” gereken çok şey var. COP30’a giden yolda, Şubat ayına kadar teslim edilmesi gereken ulusal iklim planları önem kazanacak. En gelişmiş ülkelerin enerji konusunda adım atması ve COP28 küresel değerlendirme sonuçlarını yansıtması gerekiyor. COP29’un sonuçları aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki borsalarda, yönetim kurullarında ve devlet nezdinde halihazırda alınan kararları destekleyen bir sinyal gönderiyor:
-
-
Birleşik Krallık ve Brezilya, Bakü’de güçlü ulusal iklim planları ortaya koydu.
-
G20, daha fazla para ve daha kaliteli finansman sağlamak için uluslararası mali sistemde reform yapılması ve çevreyi kirletenlerin vergilendirilmesi gerektiğini anladıklarının sinyalini verdi.
-
Çok taraflı Kalkınma bankalarının (MDB) reformları işe yarıyor: bankalar 2030 yılına kadar düşük ve orta gelirli ülkelere 42 milyar doları uyum için olmak üzere (artı özel sektörden 65 milyar dolar) yılda 120 milyar dolar sağlayabileceklerini tahmin ediyor. MDB’lerin reformları ilerledikçe bu katkı daha da artacak: derecelendirme notu düşürülmeden 480 milyar dolar mümkün.
-
Dünya şu anda fosil yakıtlara kıyasla temiz enerjiye neredeyse iki kat daha fazla yatırım yapıyor; güneş enerjisine yapılan yatırım diğer tüm üretim teknolojilerinin toplamından daha fazla.
-
Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre temiz enerji, 2030 yılına kadar talebin zirve yapması beklenen fosil yakıtların iki katı hızla büyüyor. Birçok ülkede güneş ve kara rüzgârı, fosil yakıtlardan daha rekabetçi maliyetlere sahip.
-
Çin, 2023 yılında temiz enerji teknolojisine yaptığı yatırımı 2022 yılına kıyasla %40 oranında artırdı.
-
Yatırımcılar geçiş sürecine güveniyor: Dünya çapında 1.300’den fazla kurumsal yatırımcının üst düzey yöneticileriyle yapılan son ankete göre, küresel olarak her 5 yatırımcıdan 4’ü önümüzdeki üç yıl içinde yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmayı beklerken, aynı oran (tam %81) fosil yakıt sektörünün önümüzdeki beş yıldan sonra cazip olmayacağına inanıyor.
-
Uzman görüşleri:
Linda Kalcher, İcra Direktörü, Stratejik Perspektifler
“Zorlu jeopolitik koşullarda geçen bu iki hafta, finansal reformlar için bir adım değişikliği ile sonuçlandı. Başta çok taraflı kalkınma bankaları olmak üzere giderek artan sayıda katılımcının sağlayacağı kamu finansmanı ve yeni finansman biçimleri 2035 yılına kadar 1,3 trilyon doların açığa çıkmasına yardımcı olacak. Kenya, Kolombiya, AB, en az gelişmiş ülkeler ve ada devletlerinden oluşan yeni bir liderlik grubu bu anlaşmaya aracılık etti. Bakü’de elde edilen sonuç, ülkelerin önlerindeki engellere rağmen iklim konusundaki çok taraflı müzakerelere yapıcı bir şekilde katılmaya istekli olduklarını gösteriyor. Fosil yakıtların kullanımdan kaldırılmasına ilişkin turnusol testi, Şubat ayına kadar tamamlanması gereken ulusal iklim planlarının kömür, petrol ve gaz tüketimini azaltmaya yönelik net yollar gösterip göstermediği olacak.”
Li Shuo, Çin İklim Merkezi Direktörü, Asya Toplumu Politika Enstitüsü
“COP29’daki uzayan oyun sonu, dünyanın içinde bulunduğu zorlu jeopolitik zemini yansıtıyor. Zorlu son saatlerde iklim adaleti benzeri görülmemiş bir sınava tabi tutuldu. Sonuç, donör ülkeler ile dünyanın en savunmasız ulusları arasında kusurlu bir uzlaşma oldu. AB ve Çin arasındaki dikkatli koordinasyon Bakü’de istikrar sağladı. Trump’ın seçim zaferi, Brüksel ve Pekin arasındaki sıcak hattı 2025’te küresel iklim politikaları açısından daha da önemli hale getiriyor. Çin, küresel güney ülkelerine verdiği mali destek konusunda daha şeffaf hale geliyor. Bu durum ülkeyi gelecekte daha büyük bir rol oynamaya itecek. Bu COP sürecinin Bakü’den sonra toparlanması gerekiyor. Gelecek yıl Brezilya’da 1,5C ile uyumlu bir sonuç elde etmek için daha fazla liderlik gerekiyor. Tüm ülkeler için geçiş sürecinin mantığı değişmedi. Yeşil ekonominin sunduğu fırsatlar ve iklimin acil etkileri, eylemsizliği kendi kendini yenilgiye uğratan bir unsur haline getiriyor.”
Laurence Tubiana, CEO, Avrupa İklim Vakfı
“COP29 zor koşullarda gerçekleşti ancak çok taraflılık canlı ve her zamankinden daha gerekli. İklim finansmanı anlaşması zamanın gerektirdiği kadar iddialı değil. Oluşturduğu çerçeve, üzerine inşa edilecek bir temel sağlıyor. Yardım etme imkânı olan her ülke adım atmalı. Birleşik Arap Emirlikleri’nde varılan mutabakattan geri dönüş yok: fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine adil bir geçiş olmadan Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşamayız. Ülkelerin ve vatandaşlarının büyük çoğunluğu güçlü eylemler istiyor ve hükümetler küresel iklim koalisyonunun bir parçası olarak ilerlemeye devam etmelidir.”
Avinash Persaud, Inter-Amerikan Kalkınma Bankası Başkanının İklim Değişikliği Özel Danışmanı
“Üzerinde çok mücadele edildi, ancak gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere aktarılan yıllık 300 milyar dolar ile bugün gelişmiş ülkelerde siyasi olarak ulaşılabilir olan ile gelişmekte olan ülkelerde fark yaratacak olan arasındaki sınıra ulaştık. Ancak anlaşmada bu rakamın etrafında yer alan hususlar kritik önem taşıyor. Bu para ancak öncelikle kırılgan ülkelerin iklim değişikliğine karşı daha dirençli hale gelmelerine yardımcı olursa, IMF ve Çok Taraflı Kalkınma Bankalarının gelişmekte olan ülkelerde enerji dönüşümü için finansman akışını engelleyen döviz risklerini ve diğer engelleri azaltmaya yönelik diğer çabalarını tamamlarsa ve en kırılgan topluluklarda iklim kayıp ve hasarına müdahale etmek için yeni uluslararası vergilerden ayrı olursa işe yarayacak.”
Tina Stege, Marshall Adaları İklim Elçisi
“İyi niyetle, toplumlarımızın güvenliğini ve dünyanın refahını düşünerek geldik. Ancak, bu COP’ta dünyanın en savunmasız insanlarının yaşamlarıyla oyun oynayan siyasi fırsatçılığın en kötüsünü gördük. Fosil yakıt çıkarları, ilerlemeyi engellemeye ve inşa etmek için çalıştığımız çok taraflı hedefleri baltalamaya kararlıdır. Bunun olmasına asla izin verilemez.
Engellere rağmen çok mücadele ettik ve toplumlarımız için bir şeyleri güvence altına aldık. İklimden etkilenen ülkelerin acilen ihtiyaç duyduğu fonun küçük bir bölümüyle ayrılıyoruz. Yeterli olmasa da bu bir başlangıç ve bu fonların en çok ihtiyacı olanlara ulaşabilmesi için daha az engelle karşılaşması gerektiğini açıkça belirttik. Fosil yakıtların aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması konusunda yaptığımız anlaşmaları geri almak isteyenleri de reddettik. Ülkeler hepimizin burada bulunma nedenini unutmuş görünüyor. Hayat kurtarmak için. Hayat kurtarmak için. Bu hayati süreçte güveni yeniden inşa etmek için çok çalışmalıyız.”
Simon Stiell, İcra Sekreteri, UNFCCC
“Zor bir yolculuk oldu ama bir anlaşmaya vardık. Bu yeni finans hedefi, her ülkeyi vuran kötüleşen iklim etkilerinin ortasında insanlık için bir sigorta poliçesi. Bu anlaşma temiz enerji patlamasının büyümesini sağlayacak ve milyarlarca hayatı koruyacak. Tüm ülkelerin cesur iklim eyleminin devasa faydalarını paylaşmasına yardımcı olacak: daha fazla istihdam, daha güçlü büyüme, herkes için daha ucuz ve daha temiz enerji. Ancak her sigorta poliçesi gibi bu da ancak primler tam ve zamanında ödendiği takdirde işe yarayacak. Hiçbir ülke istediği her şeyi elde edemedi ve Bakü’den daha yapılacak çok işle ayrılıyoruz. Dolayısıyla zafer turu atmanın zamanı değil. Belem’e giden yolda hedeflerimizi belirlemeli ve çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız. Yine de BM Paris Anlaşması’nın sonuç verdiğini gösterdik.”
COP29: Önemli Çıktılar:
Finans
(i) Rakamlar: 2035 yılına kadar yılda 300 milyar dolarlık temel hedef; 1,3 trilyon dolarlık genel hedef
(ii) Donör tabanı: gelişmekte olan ülkeleri ‘Güney-Güney işbirliği yoluyla’ gönüllü katkıda bulunmaya teşvik eder
(iii) Uyum garantileri: Uyum fonundan ve en kırılgan durumdakiler için diğer fonlardan gelen akışları üç katına çıkarır ve bu paranın çoğunlukla kamuya ait olması gerektiğini kabul eder
(iv) Gözden geçirme/caydırma mekanizması: Bakü’den Belem’e Yol Haritası 1.3 trilyon dolarlık hedefe yönelik ilerlemeyi 2026 ve 2027 yıllarındaki raporlarla değerlendirecek. Periyodik olarak ilerleme durumu değerlendirilecek ve 2030’da bu karar gözden geçirilecek.
(v) Küçük adalar/EAGÜ’ler/Afrika’ya özel $$$: 2026 ve 2027’de asgari tahsisatlara bakma planı ile EAGÜ’lere ve SIDS’e hibe finansmanını artırmayı amaçlıyor.
(vi) $$’ın kalitesi (hibeler ve krediler): Kamusal, hibeye dayalı ve yüksek imtiyazlı paraya olan ihtiyacı kabul eder ancak bir taahhüt gerektirmez.
(vii) Kayıp ve Zarar için ileriye dönük yol: Kayıp ve hasar finansmanındaki eksikliklerin kabul edilmesi
İklim finansmanı (NCQG) metninin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Sera gazı azaltımı metinleri
Suudi Arabistan ve diğerleri COP28 BAE Mutabakatı ile ilgili metinler üzerindeki ilerlemeyi durdurmayı başardı. Bu kararlar şimdi daha fazla tartışma için önümüzdeki BM toplanıtlarına taşınacak; Suudi Arabistan’ın oynadığı sert oyun göz önüne alındığında, COP28 BAE Mutabakatı hala geçerli olduğundan ve bu nedenle temeller güçlü kaldığından bu en iyisi olabilir. Hükümetlerin fosil yakıtları azaltma konusundaki kararlılığının gerçek sınavı 2025 yılında açıklanacak olan ulusal iklim planları olacak. Birleşik Krallık hedefi yüksek tuttu: 2035 yılına kadar 1990 seviyelerine göre emisyonlarda %81 kesinti yapacak. Diğer büyük ekonomilerin de bunu takip etmesi gerekiyor.
Karbon piyasaları
COP29’da ülkeler arası karbon piyasalarına ilişkin bir anlaşma kabul edilerek yıllardır süren durağanlık sona erdi. Uzmanlar, Carbon Market Watch’un Madde 6.2’yi ‘tehlikeli derecede gevşek ve şeffaf olmayan, her şeyi serbest bırakmaya zorlayanlar için biçilmiş kaftan’ olarak nitelendirdiği anlaşmaya temkinli yaklaşmaya devam ediyor. Bu arada, uzaklaştırmalara ilişkin Madde 6.4 kurallarının kabul edilmesi, gönüllü karbon piyasasının kalıcılığı garanti eden yetersiz önlemlerini tekrarlama riski taşıyor.
-Karbon piyasaları metni Madde 6.2’ye buradan ulaşabilirsiniz.
-Karbon piyasaları metni Madde 6.4’ye buradan ulaşabilirsiniz.