Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan “Renewable Energy and Jobs: Annual Review 2021 – Yenilenebilir Enerji ve İşler: Yıllık İnceleme 2021” raporuna göre, dünya çapında yenilenebilir enerji istihdamı geçen yıl 11,5 milyon iken bu yıl 12 milyona ulaştı. 2020 sonu itibarıyla yenilenebilir enerjide 4 milyon kişi güneş sektöründe iş buldu. IRENA ve ILO’nun raporu, iddialı bir iklim stratejisinin yarattığı iş potansiyeline ve adil bir enerji dönüşümünü destekleyen kapsamlı politikalar için çağrıda bulunuyor.
Haber: Esen ERKAN
IRENA ve ILO tarafından yapılan ortak basın açıklamasına göre rapor, COVID-19’un gecikmelere ve tedarik zincirinde aksamalara yol açtığını ve istihdam üzerindeki etkilerin ülkelere göre değişiklik gösterdiğini doğruluyor. Güneş ve rüzgar işleri yenilenebilir enerji sektöründe küresel istihdam artışına öncülük etmeye devam ederken dünya genelinde 2020 sonu itibarıyla yenilenebilir enerjide 4 milyon kişi güneş sektöründe iş buldu. Güneş enerjisi istihdamını, 1 milyon 250 bin kişiyle rüzgar enerjisi, 2,4 milyon kişiyle biyoyakıt sektörü izledi. Ulaşım yakıtlarına olan talep düştükçe sıvı biyoyakıt istihdamı azaldı. Şebekeden bağımsız güneş enerjisi satışları zarar gördü, ancak şirketler iş kayıplarını sınırlayabildi.
Çin, 2020’de dünya genelinde yenilenebilir enerji işlerinde %39’luk bir paya sahipken onu Brezilya, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği üyeleri izliyor. Diğer birçok ülke de yenilenebilir enerjide istihdam yaratıyor. Bunlar arasında önemli güneş PV ihracatçıları olan Vietnam ve Malezya; biyoyakıtlar için geniş tarımsal tedarik zincirleri olan Endonezya ve Kolombiya ve rüzgar enerjisi kapasitesini büyüten Meksika ve Rusya yer alıyor. Sahra Altı Afrika’da, Nijerya, Togo ve Güney Afrika gibi çeşitli ülkelerde de güneş enerjisi işleri genişliyor.
Güneş enerjisi fotovoltaik (PV) istihdamında ilk 10 ülke sıralamasında da Çin liderliğini korurken sırasıyla ABD, Japonya, Hindistan yer alıyor.
“Yenilenebilir enerji sektörü 2050 yılına kadar 43 milyon istihdam sağlayacak”
IRENA ve ILO’nun çalışmaları, enerji dönüşümü ile kaybedilenden daha fazla işin kazanılacağını ifade ediyor. 2030 yılına kadar bir ILO küresel sürdürülebilirlik senaryosu, 24-25 milyon yeni işin, 6 ila 7 milyonluk iş kaybından çok daha fazla olacağını ve telafi sağlayacağını tahmin ediyor. Ayrıca, işini kaybeden yaklaşık 5 milyon işçi aynı meslekte başka bir sektörde yeni iş bulabilecek. IRENA’nın Dünya Enerji Geçişi Görünümü, yenilenebilir enerji sektörünün 2050 yılına kadar 43 milyon istihdam sağlayabileceğini tahmin ediyor.
Rapor ile ilgili açıklama yapan IRENA Genel Direktörü Francesco La Camera: “Yenilenebilir enerjinin istihdam yaratma ve iklim hedeflerini karşılama yeteneği ortadadır. Önümüzdeki COP26 görüşmelerinde hükümetlerin net sıfıra ulaşma isteklerini yükseltmesi gerekiyor. İleriye dönük tek yol, adil ve kapsayıcı bir geçişte yatırımları artırmak ve bu süreçteki tüm sosyoekonomik faydaları elde etmektir.” ifadelerini kullandı.
ILO Genel Direktörü Guy Ryder ise “Yenilenebilir enerjinin insana yakışır iş üretme potansiyeli, bir yanda çevresel sürdürülebilirlik ile diğer yanda istihdam yaratma arasında seçim yapmak zorunda olmadığımızın açık bir göstergesidir. İkisi el ele gidebilir.” dedi.
“Adil bir geçiş için çeşitliliğe sahip bir işgücü gerekiyor”
Kadın çalışanların salgından daha fazla zarar gördüğünü belirten rapor, adil bir geçiş için insana yakışır işlerin önemini vurgulayarak; işlerin geçimlik bir ücret ödemesinin, işyerlerinin güvenli olmasının ve çalışan haklarının güvence altına alınmasının gerekliliğinin de altını çiziyor. Adil bir geçiş, kadınlar ve erkekler için eşit şans sunan, kariyer yolları gençlere, azınlıklara ve marjinal gruplara açık olan çeşitliliğe sahip bir işgücü gerektiriyor. Uluslararası Çalışma Standartları ve toplu pazarlık düzenlemeleri bu bağlamda önem arz ediyor.
Rapora göre, yenilenebilir enerji iş potansiyellerinin yerine getirilmesi, önümüzdeki on yıl içinde enerji geçişini yönlendirecek iddialı politikalara bağlı olacak. Sektörel politikaların yaygınlaştırılması, etkinleştirilmesi ve entegre edilmesine ek olarak, daha geniş ekonomideki yapısal engellerin üstesinden gelinmesi ve geçiş sırasında iş kayıpları ile kazançlar arasındaki olası uyumsuzlukların en aza indirilmesi gerekiyor.
“Uygulanabilir tedarik zincirleri oluşturmak için endüstriyel politikalar gerekiyor”
COVID-19 kısıtlamalarının neden olduğu sınır ötesi tedarik kesintileri, yerel değer zincirlerinin önemini de göstermiş oldu. Bunları güçlendirmek, mevcut ve yeni ekonomik faaliyetlerden yararlanarak yerel iş yaratma ve gelir yaratmayı kolaylaştıracaktır. Uygulanabilir tedarik zincirleri oluşturmak endüstriyel politikalar ile sağlanacak. Vasıflı bir işgücü yaratmak için eğitim ve öğretim stratejileri; yeterli istihdam hizmetleri sağlamak için aktif işgücü piyasası önlemleri; fosil yakıtlara bağımlı işçilere ve topluluklara yardımcı olmak için sosyal koruma ile birlikte yeniden eğitim ve sertifikalandırma ve bölgesel ekonomik kalkınmayı ve çeşitlendirmeyi desteklemek için kamu yatırım stratejileri oluşturmak gerekiyor.