“%100 Yenilenebilir ve Demokratik Bir Enerji Sistemi”

Yenilenebilir Enerji Kooperatifleri Federasyonu REScoop.eu Belçika’nın Proje Yöneticisi Stanislas D’Herbemont ile yenilenebilir enerji kooperatiflerinin Avrupa’daki gelişim sürecini, bugün gelinen aşamadaki zorlukları ve geleceğe dair beklentilerini görüştük. Türkiye’nin yenilenebilir...

2157 0
2157 0

Yenilenebilir Enerji Kooperatifleri Federasyonu REScoop.eu Belçika’nın Proje Yöneticisi Stanislas D’Herbemont ile yenilenebilir enerji kooperatiflerinin Avrupa’daki gelişim sürecini, bugün gelinen aşamadaki zorlukları ve geleceğe dair beklentilerini görüştük. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kooperatif hareketinde erken bir aşamada olduğunu belirten D’Herbemont’a göre, enerji sistemini daha güvenli, uygun fiyatlı, sürdürülebilir ve adil bir modele dönüştürmek için önemli fırsatlara sahip olan Türkiye’deki vatandaşlar, enerji geçişi için gemideki yerlerini almaya çoktan hazır.*

Röportaj: Esen ERKAN

Toplum odaklı ve adil bir enerji sistemine vurgu yapan yenilenebilir enerji kooperatifleri, ilk olarak nerede ve nasıl uygulama alanı buldu?

Enerji sektöründeki vatandaşlar arasındaki işbirliği, 1800’lerin sonları ve 1900’lerin başındaki elektrifikasyona kadar uzanıyor. İtalyan Alpleri gibi kırsal bölgelerde, kendi elektrik şebekesini inşa etmiş kooperatifler var ve günümüzde bu şebekeler aktif olarak çalışıyor. Buna rağmen, enerji altyapısının tarihi, enerji üretiminde hiçbir vatandaşın katılımının söz konusu olmadığı merkezileşmiş baskın modele dayanıyor. I. Dünya Savaşı, Avrupa’da yalnızca milyonlarca insanın hayallerini ve hayatlarını değil, aynı zamanda birçok altyapıyı da yok etti. 1920’li yılların başında, Avrupa’da elektrik altyapısını yeniden inşa etmek için özel yatırımcıların çok ihtiyatlı olduğu yerlerde, yerel yönetimler veya vatandaş kooperatifleri çalışmalara başladı. Ulusal veya Avrupa seviyesinde resmi olarak tanınmamakla birlikte, 1970’lerden beri toplum enerjisi sürekli artış gösterdi ve özellikle son 10 yılda yaygınlaşmaya başladı. 1990’ların sonlarından bu yana, Danimarka’daki enerji kooperatifleri kurulu rüzgar kapasitesinin %70-80’ine sahip hale geldi. 2017’de Almanya’daki kurulu yenilenebilir enerji kapasitesinin yaklaşık %42’si vatandaşların sahip olduğu enerji üretiminden geliyor.

Bu türden bir yapının yerel halka, mahalli yönetimlere ve genel olarak bir ülkeye sağlayabileceği finansal, sosyal ve çevresel olanaklar nelerdir?

Yenilenebilir enerji kooperatifleri, vatandaşlara enerji sektöründe sıklıkla göz ardı edilen noktalar olan mülkiyet, kontrol ve işin nasıl yürüdüğüne dair bir ses olma imkanı sunar. Günümüzde yenilenebilir enerji kooperatifleri, birçok Avrupa ülkesinde enerji piyasasını dönüştürürken, yerel ekonomiyi canlandırmaya ve yerel işler yaratmaya katkıda bulunuyor.

Bugün, toplumumuzu korumak istiyorsak, enerji sistemimizin temiz enerjiye dönüşmesi gerektiğini biliyoruz. Bu dönüşüm, tüketiciler veya vergi mükellefleri olan vatandaşların ödeyeceği önemli bir yatırımı gerektiriyor. Adaleti sağlamak için vatandaşlar şebekeyi kullanırken eşit fırsatlardan yararlanmalı ve enerjilerinin nasıl üretildiğini, dağıtıldığını ve tedarik edildiğini kontrol etmelidir. Enerji kooperatifleri, yenilenebilir enerji yatırımlarının önemli bir bölümünü karşılar ve yerel kalkınma ve kamu desteğini teşvik eder. Enerji talebini daha esnek bir şekilde yönetmek ve yenilenebilir kaynakları daha güvenli ve verimli bir şekilde şebekeye entegre etmek için hizmetler sunabilir.

Özünde bir yönetişim modeli olan kooperatifler, yerel vatandaşlar tarafından ve yöre halkına ulaştırmak için kolektif olarak kendi kendini organize etmenin bir yoludur. Topluluklarımızın kendi geleceklerinin sahipliğini ellerine almalarını sağlayan bir modeldir.

2050 yılına gelindiğinde, Avrupalı hanelerin neredeyse yarısı yenilenebilir enerji üretimine dahil olabilir ve bunun yaklaşık %37’si “kolektif” bir enerji kooperatifine katılabilir. Bu işi başarıya ulaştırmak için vatandaşları enerji dönüşümünün kalbine yerleştirmek şart.

Yenilenebilir bir enerji kooperatifinin kurulmasına yönelik en temel engeller nelerdir?

Enerji kooperatifleri için asıl zorluk, doğal olarak küçük olmaları ve merkezi olmayan bir şekilde faaliyet göstermeleri nedeniyle şu anki merkezi sistemlerin onları görmezden gelmesidir.

Enerji sistemi şu anda büyük enerji şirketleri tarafından kontrol edilen çok merkezi bir yapıda işliyor. Büyük jeneratörler aracılığıyla daha sonra pasif tüketicilere iletilecek şekilde güç üretiliyor. Mevcut yönetmelikler genellikle enerji kooperatiflerinin özel koşullarına uymuyor. Finans sektörü, düzenleyiciler, endüstri ve hatta ulusal hükümetler tarafından iyi tanınan iş modellerini kullanmamaları da pek yardımcı olmuyor. Bu durum, politika açığına yol açıyor. Çünkü hükümet veya yöneticiler enerji kooperatiflerinin ihtiyaçları konusunda yeterli bilgiye sahip değiller. Bütün bunlara ek olarak enerji kooperatifleri, en azından yeni olanlar, oldukça deneyimsiz olma eğiliminde. Bu nedenle de mevzuat ve idari gerekliliklerin karmaşıklığı oldukça külfetli olabiliyor.

“Adaleti sağlamak için vatandaşlar şebekeyi kullanırken eşit fırsatlardan yararlanmalı ve enerjilerinin nasıl üretildiğini, dağıtıldığını ve tedarik edildiğini kontrol etmelidir” 

Avrupa’daki politika yapıcıların Temiz Enerji Paketi ile ilgili görüşmelerini yakın zamanda sonuçlandırması bekleniyor. Topluluk enerjisinin AB’deki son gelişmeleri ile ilgili bir güncelleme yapabilir misiniz?

Kasım 2016’da Avrupa Komisyonu, AB mevzuatında enerji dönüşümünde meşru piyasa aktörleri olarak vatandaşları (aktif müşteriler olarak) ve enerji topluluklarını tanıyan eşi görülmemiş bir hamle yaptı. Bu daha iyi bir zamanda olamazdı. 2000 yılından sonra, yenilenebilir enerji kooperatiflerinin gelişimi, çeşitli yasal ve ekonomik nedenlerle yavaşladı. Buradaki sorun, eğer Avrupa’daki yenilenebilir enerji pazarı, enerji topluluklarını kabul etmeden ve teşvik etmeden gelişmeye devam ederse, enerji dönüşümü ileriye doğru giden önemli büyüme sorunuyla karşı karşıya kalabilirdi.

Bu nedenle, Haziran 2018’de önerilen yeni Yenilenebilir Enerji Direktifi, enerji geçişinde önemli bir kilometre taşına işaret edebilir. Daha önceleri, vatandaşlar ve topluluklar, enerji dönüşümünün görünmez kahramanları, hatta öncüleriydi. Bu yönerge, enerji topluluklarına ve vatandaşlara sadece onay değil, aynı zamanda ulusal düzeyde gelişebilecekleri somut haklar ve uygun bir çerçeve sunuyor.

Bununla birlikte, yeni Yenilenebilir Enerji Direktifi yenilenebilir enerji toplulukları için tüm problemleri çözmüyor, hâlâ cevapsız kalan ve yeni ortaya çıkacak sorular var. Enerji toplulukları artık Avrupa hukuku tarafından desteklenirken, enerji demokrasi için enerji dönüşümünü gerçekten yönlendirebilmek adına ulusal hükümetlerin çok daha fazla desteğine ihtiyaç duyuyor.

Yenilenebilir enerji kooperatiflerinin başarıyla uygulandığı ülkelerin yerel politika deneyimlerine baktığımızda, Türkiye’de yenilenebilir enerji kooperatiflerinin rolü ve uygulanabilirliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’nin enerji sistemini daha güvenli, uygun fiyatlı, temiz, sürdürülebilir ve adil bir modele dönüştürmek için muazzam fırsatları olduğuna inanıyoruz. Türkiye’de kooperatif hareketi büyüyor ve yurttaşlar giderek buna daha fazla ilgi gösteriyor. Bu ilerleme, enerji kooperatiflerini desteklemeyi amaçlayan yenilikçi politikalarda da görülebilir.

Ancak, Türkiye’de yenilenebilir enerji kooperatif hareketi hâlâ erken bir aşamada. Türkiye’nin politika yapısına bakıldığında, enerji kooperatiflerinin geliştirilmesinin önündeki başlıca engeller; yenilenebilir enerjinin yerelde üretilmesi ile ilgili kısıtlamalar, artık üretimi şebekeye adil bir fiyatla besleyebilmek için kapasite eksikliği ve finansmana erişimin zorluğu. Ayrıca, Türkiye Hükümeti’nin sadece Almanya gibi ülkelerdeki politikaları kopyalayıp uygulayarak, yerel vatandaşların ihtiyaçlarını karşılaması mümkün değil. Dahası, kooperatif hareketinin, ulusal düzeyde duyulan, tutarlı ve güçlü bir ses çıkarabilmesi için örgütleme çabaları bugüne kadar başarılı olamamış.

“Türkiye’nin politika yapısına bakıldığında, enerji kooperatiflerinin geliştirilmesinin önündeki başlıca engeller; yenilenebilir enerjinin yerelde üretilmesi ile ilgili kısıtlamalar, artık üretimi şebekeye adil bir fiyatla besleyebilmek için kapasite eksikliği ve finansmana erişimin zorluğu”

Bu zorluklara rağmen, Türkiye’deki yenilenebilir enerji kooperatiflerinin giderek büyüdüğü ve birbirlerini destekledikleri açıktır. Enerji dönüşümü, Türkiye için önemli fırsatları beraberinde getiriyor ve vatandaşlar, bu gemideki yerlerini almaya hazır.

Yenilenebilir enerji kooperatiflerinin geleceği nasıl görünüyor ve sizin hayalleriniz nedir?

Zorlu ve çoğu zaman karmaşık bir alanda çalışıyoruz. Geleneksel büyük oyuncular hâlâ enerji piyasasına hükmediyor ve herkes enerji dönüşümünde aynı görüşe sahip değil. Ancak, izlediğimiz hedefin mümkün olduğuna inanıyoruz: Gezegeni ve insanları ön plana koyan, toplum için kârlı, %100 yenilenebilir ve demokratik bir enerji sistemi.

REScoop.eu Hakkında:

REScoop.eu lobi çalışmaları, enerji toplulukları ile işbirliği, en iyi uygulamaların ve çıkarılmış derslerin paylaşılması, yeni teknolojileri ve girişimleri geliştirip bunları test etmek için Avrupa projeleri konularına odaklanmaktadır. Yenilenebilir enerji kooperatifleri modelini Avrupa ve dünyada destekleyerek, vatandaşların kontrolünde yeşil ve sürdürülebilir bir enerji tabiatı için çalışıyoruz.

*”Bu yazı GÜNDER’in yayını olan GünDergi’nin Kasım 2018 tarihli sayısı için özel hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları GÜNDER’e aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”

Bu makalede diğerleri

Görüş Belirt